ABD’nin misilleme harekatının detayları: Irak ve Suriye’de 7 farklı nokta vuruldu

WASHINGTON - Ürdün’de 3 askerin hayatını kaybettiği saldırıdan İran bağlantılı grupları sorumlu tutan ABD Irak ve Suriye içinde İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı gruplara ait hedefleri vurdu. Askeri yetkililer 4’ü Suriye’de, 3’ü de Irak’ta olmak üzere 7 farklı noktanın hedef alındığını ve 85’ten fazla hedefin vurulduğunu belirtti.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’ndan (CENTCOM) yapılan açıklamada, Irak ve Suriye içinde, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü ve onunla bağlantılı milis grupların kullandığı komuta ve kontrol operasyon merkezlerinin yanı sıra; istihbarat merkezleri, füze, insansız hava aracı ve mühimmat depolarının vurulduğu kaydedildi.

İran içinde herhangi bir hedef vurulmadı

Kudüs Gücü, İran Devrim Muhafızları’nın bölgedeki milis gruplar ve İran’ın kendi sınırları dışındaki operasyonlardan sorumlu birim. Bölgede İran’la bir savaş istemediğinin altını çizen ABD harekatta İran sınırları içinde herhangi bir hedef vurmadı.

Bu durumun Washington ve Tahran arasında doğrudan askeri çatışma ihtimalini azalttığı yorumu yapılıyor.

B-1 stratejik bombardıman uçakları da kullanıldı

Harekatın hemen ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ABD Genelkurmay Başkanlığı Operasyon Direktörü Korgeneral Douglas Sims, harekatın yaklaşık yarım saat sürdüğünü söyledi.

Korgeneral Sims, amaçladıkları hedeflerin vurulduğunu ve belirlenen hedefler vurulduktan sonra meydana gelen ikincil patlamaların da mühimmatın bulunduğu yerlerin vurulduğunu gösterdiğini vurguladı.

Harekatta ABD’nin halihazırda bölgede bulunan askeri kabiliyetlerinin yanı sıra ABD’den giden uzun menzilli B-1 bombardıman uçaklarının da kullanıldığı belirtiliyor.

“Hedefler dikkatlice ve kesin kanıta dayanarak seçildi”

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, hedeflerin sivil can kaybından kaçınmak üzere dikkatli bir şekilde ve bölgede ABD askerlerine yönelik saldırılarla bağlantılı olduğuna ilişkin “açık ve kesin kanıta dayanarak” seçildiğini vurguladı.

Ürdün’de Kule-22 adlı askeri üsse Pazar günü İran yapımı bir insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda 3 ABD askeri hayatını kaybetmiş; 40 asker de yaralanmıştı.

Irak ordusu sözcüsü General Yahya Resul, ABD’nin kendi toprakları içinde düzenlediği harekatın egemenliğinin ihlali olduğunu savundu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby ise, Irak hükümetinin harekattan önce bilgilendirildiğini belirtti.

Harekatın devamı gelecek mi?

Biden yönetimi yetkilileri, İran bağlantılı grupları sorumlu tuttuğu saldırının ardından çok aşamalı ve günlere yayılan bir karşılık verileceğini söylemişti.

ABD Başkanı Joe Biden, harekatın başlamasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Saldırıya yanıtımız bugün başladı. Bizim seçtiğimiz zaman ve yerlerde devam edecek” dedi.

Ortadoğu’da bir savaş istemediklerini bir kez daha vurgulayan Başkan Biden, “Ancak bize zarar vermeyi amaçlayan herkes şunu bilsin: Bir Amerikalı’ya zarar verirseniz, karşılık veririz" ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, bu harekatla İran’a bu saldırıların sona ermesi gerektiği mesajını vermenin dışında, İran bağlantılı grupların askeri kabiliyetini sekteye uğratma amacı taşıdğını vurguladı.

ABD’nin misilleme harekatından önce açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İran’ın bir savaş başlatmayacağını söylemiş ancak ona zorbalık yapmaya çalışanlara karşı güçlü bir şekilde yanıt vereceklerini belirtmişti.

ABD’nin saldırıya verdiği karşılık, Ürdün’de hayatını kaybeden üç askerin naaşlarının ABD’ye getirilmesinin ve Başkan Joe Biden’ın askerlerin aileleriyle biraraya gelmesinin hemen arkasına denk geldi.

ABD istihbarat camiası Ürdün’deki saldırının arkasında Irak’ta Kataib Hizbullah (Hizbullah Tugayları) grubunu da kapsayan İslami Direniş adlı çatı örgütünün olduğunu değerlendirmişti.

ABD’nin Irak’ta 2500; Suriye’de 900 askeri bulunuyor. İsrail ve Hamas arasındaki savaşın başlangıcından bu yana ABD’nin Ortadoğu’daki askerleri 160’tan fazla kez saldırıya uğradı.

İsrail ve Hamas arasında savaşın başladığı Ekim ayından bu yana bölgede yükselen gerilimi sınırlı tutma çabası içinde olan Biden yönetimi, artan saldırılara karşılık verirken savaşta yeni bir cephe açılmaması için hassas bir denge arayışında.

Begüm Dönmez Ersöz