“6 Kişi Türkiye’ye Karşı” Sahnelendi: Saraybosna’da Diplomatik Kriz

“6 Kişi Türkiye’ye Karşı” Sahnelendi: Saraybosna’da Diplomatik Kriz

14 Nisan 2025 Pazartesi günü Saraybosna’da sahnelenen “6 Kişi Türkiye’ye Karşı” adlı tiyatro oyunu, yalnızca bir sahne gösterimi olmaktan çıkıp, Türkiye ile Bosna Hersek arasında diplomatik bir gerilime yol açtı. Türkiye Cumhuriyeti, oyunun sahnelenmesi sonrası Bosna Hersek makamlarına resmî bir protesto notası verdi. Bu adım, yalnızca bir kültür-sanat etkinliğine tepki değil, aynı zamanda Türkiye’nin bölgedeki kamu diplomasisi reflekslerinin ne kadar sınandığını da gösteriyor.

Oyun ne anlatıyor? Türkiye neden tepki gösterdi?

Söz konusu oyun, 2018 yılında Kosova’da Milli İstihbarat Teşkilatı’nın düzenlediği ve FETÖ bağlantılı altı kişinin Türkiye’ye getirildiği gizli operasyonu konu alıyor. Oyunun senaryosunda bu altı kişi, “otoriter rejimlerin baskıcı aygıtlarına kurban giden masum figürler” olarak sahnede yer alıyor. Ancak anlatının ötesinde, sahnede yer alan maskeli karakterlerin bazıları doğrudan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve diğer küresel liderlere benzetiliyor.

Oyunun alt metninde yalnızca FETÖ operasyonları değil; Türkiye’nin otoriterlikle, baskıyla ve demokrasi dışı yöntemlerle özdeşleştirildiği bir çerçeve sunuluyor. Sanatsal özgürlük sınırları içinde üretilmiş gibi görünse de, içerik Türkiye için yalnızca eleştiri değil, algı mühendisliği ve itibarsızlaştırma olarak okunuyor.

Türkiye nota verdi

Türkiye Cumhuriyeti Saraybosna Büyükelçiliği, oyunun sahnelenmesinden önce festival yönetimine resmî bir açıklama göndererek bu yapımın sahnelenmemesini talep etti. Açıklamada, oyunun FETÖ propagandası içerdiği, Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki dostane ilişkilere zarar vereceği ve Türkiye karşıtı bir algı oluşturduğu vurgulandı.

Ancak bu çağrı dikkate alınmadı. Oyun, Saraybosna Ulusal Tiyatrosu’nda tüm tepkilere rağmen sahnelendi. Bunun üzerine Türkiye, Bosna Hersek Dışişleri Bakanlığı’na resmî bir protesto notası iletti. Bu nota, Türkiye’nin Bosna Hersek gibi müttefik kabul edilen bir ülkede bile kamu diplomasisi alanında karşılaştığı zorlukları gözler önüne serdi.

Mesele sadece bir oyun değil

Bu olay sadece bir tiyatro metni veya bir festival krizi değil. Türkiye’nin Balkanlar’da zayıflayan nüfuzu, yurtdışı misyonlarının etkinliği, ve en önemlisi de kamu diplomasisi kapasitesinin sorgulanması bakımından derin etkiler yaratıyor.
Saraybosna gibi Türkiye ile derin tarihsel bağlara sahip bir şehirde böyle bir oyunun sahnelenmesi, Türkiye’nin bu coğrafyada yalnızlaştığının bir başka göstergesi.

Özellikle büyükelçiliklerde görev yapan basın, tanıtım ve kültür müşavirlerinin ne ölçüde etkili çalıştığı, bu olaya verilen geç tepkiyle yeniden tartışma konusu oldu.
Bu kadroların liyakat temelinde mi yoksa sadakat ilişkileriyle mi oluşturulduğu sorusu, Saraybosna örneğinde çok daha görünür hale geldi.

Kültürel alan diplomatik boşlukla dolmaz

Modern diplomasi artık sadece büyükelçi protokolleriyle değil; kültür, sanat ve medya üzerinden yürütülüyor. Türkiye’nin yurtdışı temsilciliklerinde kültürel alanda görev yapan kadrolar, sadece broşür dağıtan değil; krizleri önceden okuyan, karşı anlatı üreten ve Türkiye’nin duruşunu etkili biçimde savunan profesyoneller olmak zorunda.

Saraybosna’da yaşanan kriz, Türkiye’nin bu alandaki yetersizliğini çıplak biçimde ortaya koydu. Oyunun yazarı ve yönetmeninden tiyatronun festival komitesine kadar pek çok aktör, Türkiye’nin çağrılarına rağmen geri adım atmadı. Sanatsal özgürlük gerekçesiyle Türkiye karşıtı mesajlar sahneye taşındı.

İlgili Haber
Hasan Kocabıyık Krizi Sadece İzledi

 Türkiye için soğuk bir mesaj

“6 Kişi Türkiye’ye Karşı” oyununun sahnelenmesiyle verilen mesaj açık:
Türkiye artık en güvendiği coğrafyalarda bile sorgulanıyor, yalnızlaşıyor ve savunmaya zorlanıyor.

Bosna Hersek’e verilen nota doğru ve yerinde bir hamleydi. Ancak esas sorun, bu noktaya gelmeden önce önleyici diplomasi ve etkili kamu ilişkileri ile meseleyi yönetememekti.

Türkiye Balkanlar’da yalnızlaşmak istemiyorsa; temsilcilik kadrolarını liyakatle donatmalı, kültürel savunma reflekslerini güçlendirmeli ve dost bildiği ülkelerde dahi prestij kaybına yol açan zayıf stratejilere son vermelidir.



İlgili Haber
Geçen Yılki Skandal Tekrar Etmemeli!