Dondurulan Rus varlıkları Ukrayna yardımı için masada: AB içinde derin görüş ayrılığı
Avrupa Birliği, AB ülkelerinde dondurulan Rusya Merkez Bankası varlıklarının Ukrayna’ya destek amacıyla kullanılması konusunda uzlaşma sağlayamıyor. Hukuki riskler, siyasi çekinceler ve mali sorumluluk tartışmaları süreci kilitlemiş durumda.
Avrupa Birliği, Ukrayna’ya yönelik mali desteğin sürdürülebilirliği konusunda kritik bir dönemece girmiş durumda. AB sınırları içinde dondurulan ve büyük bölümü Rusya Merkez Bankası’na ait olan yaklaşık 200 milyar avroluk varlığın akıbeti, Brüksel’de yoğun tartışmalara yol açıyor. Söz konusu fonların doğrudan Ukrayna’ya aktarılması uluslararası hukuk açısından riskli görülürken, üye ülkeler arasında yaklaşım farkları giderek derinleşiyor.
AB, şu aşamada bu varlıklara el koymak yerine, dondurulan meblağlardan elde edilen faiz gelirlerinin kullanılmasını tercih etti. Bu çerçevede, Ağustos 2025’e kadar Ukrayna’ya toplam 4,7 milyar avroluk bir aktarım yapılması kararlaştırıldı. Ancak Ukrayna’nın savunma ve bütçe ihtiyacının artması, bu kaynağın kısa vadede yetersiz kalacağı endişesini beraberinde getiriyor.
Faiz gelirleri yeterli mi?
Brüksel’deki değerlendirmelere göre, yalnızca faiz gelirlerine dayalı bir finansman modeli Ukrayna’nın uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Bu nedenle Avrupa Komisyonu, hukuki sınırları zorlamadan daha büyük meblağların devreye sokulabileceği yeni formüller üzerinde çalışıyor.
Komisyonun yeni planı: Kredi modeli
Avrupa Komisyonu’nun gündeme aldığı seçeneklerden biri, AB’nin Belçika merkezli Euroclear üzerinden yaklaşık 90 milyar avroluk bir kredi kullanması ve bu kaynağın Ukrayna’ya aktarılması. Plan, savaşın ardından Rusya’dan tahsil edilmesi öngörülen olası savaş tazminatlarıyla bu kredinin kapatılmasını öngörüyor. Ancak Rusya’nın tazminat ödememesi ihtimali, mali yükün doğrudan AB üyesi ülkelere kalması riskini doğuruyor.
Belçika ve hukuki çekinceler
Rus varlıklarının önemli bir bölümüne ev sahipliği yapan Belçika, sürecin merkezindeki ülkelerden biri konumunda. Brüksel yönetimi, olası bir el koyma ya da agresif kullanım kararının Rusya’nın misilleme adımlarına yol açabileceği ve Avrupa finans piyasalarındaki güveni zedeleyebileceği görüşünde. Bu nedenle Belçika, güçlü hukuki güvenceler olmadan yeni adımlara temkinli yaklaşıyor.
Zaman baskısı Ukrayna aleyhine
Haberde öne çıkan temel vurgu, zamanın Ukrayna’nın aleyhine işlediği yönünde. Mevcut destek mekanizmalarının 2026 başından sonra yetersiz kalabileceği ifade edilirken, ABD’nin Ukrayna politikasına dair belirsizliklerin Avrupa üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekiliyor. AB içinde ortak ve bağlayıcı bir karar alınamaması halinde, Ukrayna’ya yönelik mali desteğin geleceği belirsizliğini koruyor.