Lahey’de NATO zirvesi

Lahey’de NATO zirvesi: Birlik mi, kırılgan denge mi? Avrupa basını tartışıyor

Lahey’de NATO zirvesi
Lahey’de bir araya gelen liderler NATO Zirvesi öncesi aile fotoğrafında buluştu. Ön sırada (soldan sağa) Türkiye Cumhurbaşkanı, eski ABD Başkanı, Hollanda Kralı Willem-Alexander, Kraliçe Máxima ve Fransa Cumhurbaşkanı yer alıyor. Zirve, savunma harcamalarının artırılması ve ittifak içi dayanışmanın güçlendirilmesi amacıyla düzenlendi.

LAHEY-NATO’ya üye devlet ve hükümet liderleri, 25–26 Haziran tarihlerinde Hollanda’nın Lahey kentinde bir araya geliyor. Küresel güvenlik krizlerinin gölgesinde gerçekleşen bu zirve, bir yandan askeri iş birliğini derinleştirmeyi hedeflerken diğer yandan ittifakın içindeki kırılgan dengeleri de gözler önüne seriyor.

Zirvenin en dikkat çekici maddesi, üye ülkelerin ekonomik çıktılarının yüzde 5’ini savunma harcamalarına ayırma taahhüdü olacak. Bu bütçenin yüzde 3,5’i silah ve askerî kapasiteye, yüzde 1,5’i ise kritik altyapıya ayrılacak. Ancak Avrupa basınına göre, zirvenin görünürdeki birlik mesajının arkasında ciddi çatlaklar var.

“Rahatsız edici bir denge” – De Standaard, Belçika

Belçika’nın De Standaard gazetesi, yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin göreve başlamasıyla birlikte karşı karşıya kaldığı zorluklara dikkat çekiyor:

“Mark Rutte, NATO ittifakını bir arada tutmak için siyasi hünerlerini sergilemek zorunda kalıyor. Bu durum, İspanya gibi ülkelere resmi olmasalar da bazı istisnalar tanınmasına yol açan tuhaf yapıların doğmasına neden oluyor. … Rutte, belirsiz tavizlerle tüm Avrupa ülkelerini bir arada tutmak zorunda. Ancak Trump ile ittifakın geri kalanı arasındaki mesafenin giderek büyüdüğünü ve kırılma noktalarını onarmanın her geçen gün daha da zorlaştığını da kabul etmek durumunda.”

“Yeter ki Trump sıkılmasın” – Kleine Zeitung, Avusturya

Avusturya’nın Kleine Zeitung gazetesi ise zirvenin büyük ölçüde Donald Trump’ın ilgisini kaybetmemesi üzerine kurgulandığına dikkat çekiyor:

“Avrupa’da da her şey yine Amerikalı bir adamın etrafında dönüyor. NATO zirvesinin en önemli bölümü, Trump’ı sıkmamak adına yalnızca iki buçuk saate indirgenmiş durumda. Hatta özel bir golf etkinliği bile programa dahil edildi.”

“Trump NATO’nun değerini anlamış olabilir” – Spotmedia, Romanya

Romanya merkezli Spotmedia portalı ise Trump’ın NATO’nun stratejik kapasitesini artık daha iyi değerlendirdiği görüşünde:

“ABD’nin İran’daki operasyonu son derece karmaşıktı ve NATO devletlerinin işbirliği olmadan gerçekleştirilemezdi. Donald Trump bunu pekâlâ biliyor. … Bu durum, yeni ABD yönetimi ile Avrupa arasında ilişkileri yeniden kurabilir. Aynı zamanda Ukrayna’ya daha kararlı destek verilmesinin de önünü açabilir.”

“Washington’ın gölgesinde Avrupa” – L’Opinion, Fransa

Fransız L’Opinion gazetesi ise Avrupa’nın jeopolitik karar mekanizmalarında etkisiz kaldığını savunuyor:

“Avrupa ülkeleri, üç yılı aşkın süredir Ukrayna’da askeri dengeleri Kiev lehine değiştirecek imkâna da iradeye de sahip olmadıklarını gösteriyor. NATO zirvesi bunu bir kez daha teyit edecek: ABD kilit aktör konumunda. Avrupa Konseyi ise bu zayıflığı perdelemeye çalışıyor.”

“Silah mı, tereyağı mı?” – 15min, Litvanya

Litvanya’dan 15min portalına göre ise zirvenin ardından asıl mücadele Avrupa kamuoyunu ikna etmek olacak:

“Savunma harcamalarının neden gerekli olduğunu, güvenliğin toplumsal kazanımların temeli olduğunu halka anlatmak büyük bir sınav olacak. Özellikle Almanya gibi ülkelerde popülist partiler bu durumu siyasi fırsata çevirmeye çalışıyor.”

“Dayanıklılık toplumsal uyumla başlar” – Volkskrant, Hollanda

Hollandalı Volkskrant gazetesi ise askeri kapasitenin ötesine dikkat çekiyor:

“Savunma yalnızca silahlanma değil, kim olduğumuza dair ortak bir anlayışla da ilgilidir. Putin, Avrupa toplumlarına hibrit savaşla saldırıyor. Bu nedenle toplumsal yapıyı zayıflatanlar, güvenliği de riske atarlar. Dayanıklılığımızın temeli toplumsal bağlarımızda yatıyor.”

 Lahey’den çıkan fotoğraf bir ‘birlik’ gösterisi mi?

Zirveye dair verilen fotoğraf mesajları birlik görüntüsü sunsa da arka plandaki yorumlar, NATO’nun geleceğine dair karmaşık bir tablo çiziyor. Avrupa’nın savunma sorumluluğunu ne ölçüde üstleneceği, Trump’ın yaklaşan seçim sürecinde NATO’ya nasıl bakacağı ve kamuoyunun artan savunma bütçelerine nasıl tepki vereceği önümüzdeki dönemin belirleyici başlıkları arasında.