Prof. Dr. Ümit Özdağ ve Prof. Dr. Yusuf Halaçoglu, Berlin Konferansı

Bu yıl 2 Haziran'da Alman Federal Meclisi, 1915/16 yıllarında o zamanki Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan olayları, kararının dört paragrafında açıkça Ermenilere yönelik bir "soykırım" olarak tanımladı.

Bu konuyu çevreleyen gerçek tarihi olguların eleştirel bir incelemesini yapmak amacıyla sizleri uzman etkinliğimize katılmaya ve bu konuyu ele alırken bize eşlik etmeye davet ediyoruz. Tarihçiler ve siyasetçiler olarak bu konuya farklı açılardan bakacağız ve ortaya çıkabilecek her türlü soruyu yanıtlamaktan mutluluk duyacağız.

Nihai olarak bir "soykırım" vakası olup olmadığı konusunda bir yargıya varabilmek için konuyu öncelikle tarihsel düzeyde ele almanın özellikle açık olduğunu düşünüyoruz. Türkiye konuyla yüzleşme arzusunu her zaman vurgulamış ve bu konudaki tarihi arşivlerini tümüyle açmaya hazır olduğunu beyan etmiştir. Türk halkı da nihayetinde Ermeni halkıyla yakınlaşmak ve uzlaşmak istemektedir.

Ancak olaylarla yüzleşme süreci, Ermenistan'ın konuyla ilgili arşivlerini açmayı reddetmesi veya gerçek tarihi olguları değerlendirmek ve olayların tarihi değerlendirmesine ilişkin bir tavsiyede bulunmak üzere tarihçilerden oluşan bağımsız bir komisyon kurulması önerisini kabul etmemesi nedeniyle durma noktasına gelmiştir. Bu tarihsel değerlendirme daha sonra hukuki bir değerlendirme yapmak için kullanılabilir.

Ancak Federal Meclis'teki milletvekilleri, tarihsel açıdan hiçbir sağlam bilgiye ve temel bilgiye sahip olmadan tarihsel bir değerlendirme yapmış ve bütün bir halkın büyük dedelerini bir günden diğerine katil ilan etmişlerdir. Bunu yapmak için herhangi bir meşruiyetleri yoktu, çünkü tarihçi değillerdi. Ne yazık ki bu durum konuyu siyasileştirdi ve bu prosedür hiçbir şekilde konunun tarihsel kanıtlarının hakkını veremedi.

Sonunda hep birlikte konu üzerinde tarihsel bir tartışma yürütebileceğimizi umuyoruz. Bu bağlamda, Alman devlet arşivlerindeki belgeler de dahil olmak üzere tarihi arşiv materyallerini tezlerimizi kanıtlamak için kullanacağız ve özellikle Birinci Dünya Savaşı bağlamında Almanya'nın rolüne değineceğiz.

Buna ek olarak, Birinci Dünya Savaşı sırasında bugünkü Türkiye'nin doğusunda Ermeni milisler, çeteler ve düzensizler tarafından kelimenin tam anlamıyla katledilen Müslüman nüfusun çektiği acılara dikkat çekeceğiz. Ne yazık ki bu gerçekler, konuyla ilgili kamuoyu tartışmalarında çok az ilgi görmektedir. Çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 500.000'den fazla Türk, Ermeni isyancılar tarafından öldürülmüş, köyleri ve evleri yakılıp yıkılmıştır.

dönemin Osmanlı hükümetini savaş bölgelerindeki Ermeni nüfusu yeniden yerleştirmeye zorlamıştır.

Buna ek olarak, konunun güncel siyasi önemine bakacak ve özellikle gergin Türk-Alman ilişkilerini bu bağlam ışığında analiz edeceğiz.

Siyaset bilimi ve tarih profesörleri ve aynı zamanda Ankara'daki Türk parlamentosunun seçilmiş üyeleri olarak, sizlerle sohbet etmeye ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki iki etnik grubun karşılıklı dramına öncelikle tarihsel düzeyde ışık tutmaya hazırız. Ne yazık ki, 100 yıl önce yaşanmış olmasına ve dolayısıyla "tarih" olmasına rağmen, Avrupa'daki medya değerlendirmelerinde ve siyasi tartışmalarda bu düzeye çok az önem verilmektedir. Bu bağlamda, daha sonra konunun siyasileştirilmesini tartışacağız.

Katılımınızı dört gözle bekliyoruz.

Saygılarımla

Dr. Ümit Özdağ Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu

Türk Parlamentosu Üyesi Türk Parlamentosu Üyesi

(Gaziantep seçim bölgesi) (Kayseri seçim bölgesi)