Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Kavala ve Demirtaş kararı için Türkiye'yi bir kez daha uyardı

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, işadamı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala ile HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararlarını uygulamayan Türkiye’yi bir kez daha uyardı. Komite Kavala ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Kavala ve Demirtaş kararı için Türkiye'yi bir kez daha uyardı
İşadamı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala ile HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, tüm uyarılara rağmen işadamı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala ile HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararlarını uygulamayan Türkiye’yi bir kez daha uyardı.

Bakanlar Komitesi, hakkındaki karar kesinleşen Kavala ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi; Demirtaş’ın Anayasa Mahkemesi’ndeki davası sonuçlanana kadar "tutukluluğuna alternatif bir çözüm" bulunmasını istedi.

Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasının izlenmesine yönelik olarak 19-21 Eylül tarihleri arasında yaptığı toplantıda, aralarında Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarının da bulunduğu 20 ülkeden 40 ayrı dosyayı görüştü.

AİHM binası-Strasbourg
İLGİLİ HABERLER

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplanıyor: Kavala ve Demirtaş kararları da gündemde

Komite’den yapılan açıklamada, toplantıda AİHM ve Bakanlar Komitesi tarafından "derhal serbest bırakılması" kararı açıklanmasına rağmen, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın halen cezaevinde bulunmasından duyulan derin üzüntü dile getirildi.

Komite, Türkiye aleyhinde ihlal prosedürü başlatılan Osman Kavala dosyası hakkında; mevcut kararların uygulanmasında ilerlemek için en uygun yolu bulmak amacıyla, AİHS’in 46/5 maddesi uyarınca, ihlal prosedürü kararı çerçevesinde, ‘Komite'ye sunulan olası ilave önlemlerin’ tartışılmasına devam edilmesine karar verdi.

AİHM’in Kavala hakkında, 10 Aralık 2019’da "başvuranın tutuklanmasının ve duruşma öncesi tutukluluğunun, kendisinin bir suç işlediğine dair makul şüpheyi destekleyecek delillerin yokluğunda gerçekleştiğinin, bu tutuklamanın onu susturmak ve diğer insan hakları savunucularını caydırmak ve Anayasa Mahkemesi'nin şikayetini incelemek için harcadığı yaklaşık 1 yıl 5 aylık sürenin, kişisel özgürlüğünün tehlikede olduğu dikkate alındığında yeterince "hızlı" olmadığı" bir kez daha vurgulandı. Sözleşme'nin 46. maddesinin 1. paragrafı uyarınca "Türk devletinin mahkeme kararına uyması ve bunun sonucunda Türkiye'nin, başvuranın tutukluluğuna son vermek ve derhal serbest bırakılmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alması gerektiği" hatırlatıldı.

Komitenin karara ilişkin yaptığı açıklamada, Kavala dosyasının görüşülmesine Türk Adalet Bakan Yardımcısı’nın katılımının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, "Bakanlar Komitesi; Mahkeme'nin Kavala kararındaki kesin tespitlerine ve Komite'nin defalarca ‘derhal serbest bırakılmasını’ sağlamaya çağıran kararlarına rağmen, Osman Kavala'nın tutuklu kalmasından derin üzüntü duymaktadır" denildi.

AİHS’in 46. maddesi uyarınca, ‘yargı dahil tüm Türk otoritelerinin’ AİHM kararlarına uyma ‘ortak sorumluluğunu’ hatırlatan Bakanlar Komitesi, yerel mahkemelerin, başvuranın tutukluluğuna derhal son vermesi gerektiğinin bir kez daha altını çizdi.

"Türk yetkililerle mümkün olan en yüksek seviyede diyalog"

Avrupa Konseyi’nin Mayıs 2023’te kabul edilen Reykjavik Deklarasyonu'nda, "kararların uygulanmasında zorluklar yaşanması durumunda siyasi diyaloğun güçlendirilmesi" yönündeki çağrıyı hatırlatan Komite; Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, diğer ilgili Avrupa Konseyi organları ve gözlemci devletler de dahil olmak üzere, Türk yetkililerle "mümkün olan en yüksek seviyede" diyaloğa geçme çağrısını yineledi.

Komite açıklamasında; hukukun üstünlüğüne ilişkin 5. madde ile bağlantılı olarak 18. madde kapsamındaki bulgularında vurgulanan ciddi sorunlara rağmen, "Türk yetkililerin, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda önceki iddialarını sürdürmelerinden bir kez daha derin üzüntü duymuştur" denildi.

Bakanlar Komitesi, hem Osman Kavala, hem de Selahattin Demirtaş kararlarında, yetkilileri, ‘bir kez daha güçlü bir şekilde, yargıyı yürütme organının aşırı etkisinden korumak için’ gerekli tüm tedbirleri alma; özellikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısal bağımsızlığı konusunda ilgili Avrupa Konseyi standartlarından ilham alarak gerekli tüm önlemleri almaya’ çağırdı.

Demirtaş için ‘tutukluluğa alternatif çözüm’ çağrısı

Komite, Selahattin Demirtaş kararında da; Demirtaş’ın milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasının ve siyasi konuşmalarından dolayı cezalandırılmasının sonucunda tutuklanmasının siyasi faaliyetlere katılmasını fiilen imkansız hale getirdiğini belirterek, Demirtaş ve benzer durumda olan Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun, mahkemenin tespitlerine ve komitenin kararlarına rağmen halen tutuklu kalmalarından derin üzüntü duyulduğunu bir kez daha güçlü bir şekilde vurguladı.

Demirtaş’ın Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davanın tamamlanmasına kadar, "tutukluluk yerine alternatif tedbirlerin araştırılması yoluyla, başvuranların derhal serbest bırakılmasını sağlamaları konusunda bir kez daha şiddetle çağrıda bulunmuştur" ifadesi kullanıldı. Türk yetkililerin bu yöndeki çağrıları dikkate almaması ve Demirtaş’ın serbest bırakılmaması halinde, konunun Bakanlar Komitesi’nin Aralık toplantısında yeniden ele alınmasına karar verildi.

Genel anlamda, parlamenterlerin siyasi konuşmalarına ilişkin yasal güvencelerin uygulamada etkili olmasını ve siyasi bir bakış açısını savunanlara dokunulmazlıkların korumasını sağlamak amacıyla yetkililere yasal veya diğer tedbirlerin alınması yönündeki çağrılar da yinelendi.

Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 46. maddesiyle, "sözleşmeye imza atan taraf devletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uymayı taahhüt ederler" hükmünden hareketle, AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetliyor.

Arzu Çakır