Türk Bilim İnsanları Şüpheli Ölümlerle Hayatlarını Kaybetti

Türk Bilim İnsanları Şüpheli Ölümlerle Hayatlarını Kaybetti: Karanlık Odakların Hedefinde Bilim mi Var?

Türk Bilim İnsanları Şüpheli Ölümlerle Hayatlarını Kaybetti

Türkiye bilim tarihinde, sadece buluş ve başarılarla değil, aynı zamanda karanlık odakların hedefi hâline gelmiş bilim insanlarının şüpheli ölümleriyle de iz bırakıldı. Farklı dönemlerde yaşanan bu ölümler, ardında yanıtlanmamış sorular ve derin şüpheler bıraktı.

Divânü Lügati’t-Türk Tercümanları: Dilde Birlik Arayışı Kanla Kesildi

  1. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divânü Lügati’t-Türk, Türk dilinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak bu eseri 20. yüzyılda yeniden tercüme etmeye çalışan bazı bilim insanları, farklı coğrafyalarda baskı altına alındı ve öldürüldü:

  • Halid Said Hocayev, 1937’de Azerbaycan’da öldürüldü.
  • Kutluk Şevki ve Muhammed Ali, 1937’de Çin’in Uygur bölgesinde hayatını kaybetti.
  • İsmail Damollam, 1944’te Şarki Türkistan’da öldürüldü.

Bu cinayetlerin arkasında Sovyet ve Çin kaynaklı siyasi baskıların olduğu öne sürüldü.

ASELSAN Mühendisleri: Milli Savunma Projelerinin Gölgesinde Ölüm

2006-2007 yıllarında ASELSAN bünyesinde çalışan mühendislerin şüpheli ölümleri kamuoyunu derinden sarstı. Resmi raporlar intihar dese de, aileler ve birçok uzman bu ölümlerin sabotaj olabileceği görüşünde:

  • Hüseyin Başbilen, 5 Ağustos 2006’da ölü bulundu. Milli tank projesinde çalışıyordu.
  • Halim Ünsem Ünal, 17 Ocak 2007’de hayatını kaybetti. F-16 modernizasyonu üzerinde görev yapıyordu.
  • Evrim Yançeken, 26 Ocak 2007’de şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Mikrodalga sistemleri alanında uzmandı.
  • Burhaneddin Volkan, 7 Ekim 2007’de ölü bulundu. Komuta kontrol sistemleri üzerine çalışıyordu.

Isparta Uçak Kazası: Nükleer Enerji Umudu Gökyüzünde Söndü

30 Kasım 2007’de Isparta’da düşen uçak, Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki geleceğini de kararttı. Uçakta, toryum enerjisi üzerine çalışan çok sayıda akademisyen bulunuyordu:

  • Prof. Dr. Engin Arık, Boğaziçi Üniversitesi’nde görevliydi; CERN’de çalışıyordu.
  • Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doğuş Üniversitesi öğretim üyesiydi.
  • Doç. Dr. İskender Hikmet, fizik alanında önemli çalışmalarıyla tanınıyordu.
  • Özgen Berkol Doğan, araştırma görevlisiydi.
  • Mustafa Fidan, araştırma görevlisiydi.
  • Engin Abat, yüksek lisans öğrencisiydi.

Kazanın ardından sabotaj iddiaları gündeme geldi. Prof. Dr. Engin Arık’ın eşi Prof. Dr. Metin Arık, eşinin toryumla ilgili önemli bilgilere ulaştığını ve bu nedenle hedef alınmış olabileceğini dile getirdi.

Bilime Adanmış Hayatlar: Cevapsız Sorular, Süren Şüpheler

Bu olaylar, Türkiye’de bilimsel çalışmaların zaman zaman hangi riskleri barındırdığını ve bilim insanlarının karanlık yapılar tarafından hedef alınabileceğini gözler önüne serdi. Aradan yıllar geçmesine rağmen, bu ölümlerin çoğu hâlâ aydınlatılamadı.