Macron'un Tayvan Çıkışı Müttefikleri Kızdırdı

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Çin ziyareti dönüşü Tayvan'la ilgili "Avrupa'nın bir tür panikle ABD'nin politikalarını izleyerek kendisine ait olmayan krizlerin içine çekilmeye izin vermemesi gerektiğini" söylemesi, ABD başta olmak üzere tepkilere neden oldu

Macron'un Tayvan Çıkışı Müttefikleri Kızdırdı

PARİS - Açıklamalarıyla sık sık Fransa içinde olduğu kadar uluslararası toplumda da eleştirilen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Tayvan ile ilgili son sözleri, uluslararası tepkiye yol açtı.

Macron'un 2019'un sonunda NATO'nun "beyin ölümünde" olduğu açıklaması, ittifak içinde sert tepkiye yol açmıştı. NATO, Ukrayna savaşı ile daha önce hiç olmadığı kadar güçlenince Macron, ittifak koridorlarında sert yankı bulan bu açıklamasını daha sonra izah etmek zorunda kalmıştı.

Ukrayna-Rusya savaşı patlak verdiğinde Rusya ile şahsi diyalog girişimlerinin ardından Macron'un "Rusya aşağılanmamalı, diyalog korunmalı" açıklamaları, uluslararası alanda tepki yaratan ikinci açıklaması oldu. Fransa Cumhurbaşkanı, bu sözleri nedeniyle başta Ukrayna, Baltık ülkeleri ve Polonya olmak üzere çok sayıda müttefikini kızdırdı.

"Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını azaltması gerekir"

Son olarak 3 günlük devlet ziyareti gerçekleştirdiği Çin'den dönüşünde Les Echos gazetesi ve Politico sitesine verdiği söyleşide Tayvan'la ilgili Macron, "Avrupa'nın bir tür panikle ABD'nin politikalarını izleyerek, kendisine ait olmayan krizlerin içine çekilmeye izin vermemesi gerektiğini" söyleyince yine diplomatik bir fırtına yarattı. Emmanuel Macron, Avrupa'nın her zaman üçüncü bir yolu savunması gerektiğini dile getirdiği söyleşisinde, şunları söyledi:

"Biz Avrupalılar'a yöneltilen soru şu: Tayvan konusunu hızlandırmak bizim çıkarımıza mı? Hayır. Bu konuda yapılabilecek en kötü şey, biz Avrupalılar'ın bu konuda sıradan bir takipçi olabileceğini düşünmek ve kendimizi Amerika'nın ritmine ve Çin'in aşırı tepkisine uyumlu hale getirmektir. Avrupa'nın ABD'ye bağımlılığını azaltması gerekir. Bu ikili çekişmede bir hızlanma olursa, stratejik özerkliğimizi finanse etmek için ne zamanımız ne de imkanımız olacak. Halbuki birkaç yıl öncesinden harekete geçebilirsek üçüncü bir kutup olabiliriz. Yeniden 'bloğa karşı blok' mantığına girmek istemiyoruz."

"Rusya ve Çin'in neler hazırladığını anlamıyor"

Pekin gezisi öncesi Washington ile pek çok görüşme yapılmasına rağmen Macron'un Tayvan krizi hakkındaki sözleri, Amerika'da tepkiye yol açtı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, konuya ilişkin sorulara, Fransa ile "mükemmel bir ikili ilişkiye" sahip olduklarını söylemekle yetindi.

Ancak politikacılardan ve medyadan sert tepki gecikmedi. Cumhuriyetçi Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, Macron'un sözlerini yorumlayan bir dizi tweet atarak, "Macron, özellikle Afrika'da güçlü bir liderlik sergiledi. Ancak Çin ve Rusya söz konusu olduğunda zayıf bir konumdan hareket ediyor ve Rusya ve Çin'in gezegen için neler hazırladığını gerçekten anlamıyor" dedi.

Cumhuriyetçi Florida Senatör Marco Rubio da Avrupalılar'a Fransız Cumhurbaşkanı'nın onlar adına konuşup konuşmadığını sormak için iki dakikalık "sert" bir video kaydederek, "Gerçekte, Macron süper gücü oynadığında ve teröristlerle savaşmak için Afrika'ya asker gönderdiğinde, onları oraya götüremedi bile, onları bölgeye biz getirip götürmek zorunda kaldık. Eğer Emmanuel Macron Avrupa adına konuşuyorsa, ABD'nin bundan ders alması gerekir. Tayvan'a ve Çin tehditlerine odaklanarak, Ukrayna'yı Avrupalılar'ın yönetimine bırakalım" ifadelerini kullandı

"Avrupa için diplomatik bir felaket"

Macron'un sözlerine Avrupa'dan da tepki geldi. Atlantik yanlısı pozisyonuyla tanınan Alman milletvekili (CDU) Norbert Röttgen, "Macron, Çin ziyaretini Xi için bir iletişim operasyonu ve Avrupa için diplomatik bir felaket haline getirmeyi başardı. Kendine ait egemenlik tanımıyla, ABD'yle ortaklık yerine muhalif bir tavır alan Macron, kendisini Avrupa'da giderek daha fazla izole ediyor" dedi.

Fransız sosyalist AP milletvekili Raphael Glucksmann, "Macron'un sözlerinin Fransa'nın Avrupa'daki güvenilirliği üzerinde kalıcı bir etkisi olacak. Bir kez daha, 'Avrupa kendi savunmasını inşa etmeli ve büyümeli' gibi doğru bir stratejik vizyon, narsisizm ve omurga eksikliği nedeniyle boşa gidiyor" mesajını paylaştı.

Macron'a benzer eleştiriler Ukrayna konusundaki açıklamalarıyla daha önce de Fransa'yı eleştiren Doğu Avrupa'dan da geliyor. Estonyalı milletvekili Marko Mihkelson, Macron'u, "Çin'in gücünü dengelemek için Avrupa, tam tersine ABD'nin yanında yer almalı" diye uyardı.

Rus muhalif ve eski satranç şampiyonu Garry Kasparov da, "Avrupa'nın bugün tam da Vladimir Putin 2014'te Ukrayna'yı işgal ettiğinde, bir krize karışmaktan kaçınmaya çalıştığı için savaşmakta olduğunu" hatırlattı.

İLGİLİ HABERLER

Fransa'da Son Anketlere Göre Le Pen Macron'dan Önde

Fransız medyasından da eleştiri

Fransız medyası ve stratejistler, "Macron'un, 24 Şubat'ta Rusya'yı Ukrayna'ya girmemeye ikna çabası, ardından, Çin ve Rusya'yı birbirinden uzaklaştırma çabası, ardından Xi Jinping'den Rusya'yı aklın yoluna döndürmesini" istemesi, ancak Ukrayna dosyasını AB'yi bölmek ve ABD'yi zayıflatmak amacıyla kullanan Çin liderinden, tek bir güvence alamadan geri dönmesi" gibi birbiri ardına strateji ve metod hatası işlediğini dile getiriyor.

Le Figaro gazetesi "2019'da olduğu gibi, Emmanuel Macron, NATO'nun 'beyin ölümü' cezasıyla Çin'den dönüşünde, kendisini transatlantik dayanışmayı bozmakla suçlayan müttefikleri arasında bir fırtınayı tetikledi" yorumuna yer verdi.

Le Monde gazetesi, Macron'un sözlerine ilişkin eleştirileri, "Yanlış anlaşılma bir kez ortaya çıkar. Bu kadar sık meydana geldiğinde, söz konusu olan yanlış anlaşılma değil, bir dış politika pratiğidir" ifadeleriyle verdi.

Fransa'nın bölgede birçok çıkarı olduğunu ve Tayvan Boğazı'nın, Hint-Pasifik'te bir fırtına estiğinde Fransa'nın göz ardı edemeyeceği önemli bir güvenlik sorunu olduğunu hatırlatan Fransız stratejist ve uzmanlar, Macron'u uyardı.

"Tam anlamıyla bir analiz hatası"

Stratejik Araştırmalar Vakfı (FRS) uzmanı Antoine Bondaz, Le Figaro gazetesine, "Emmanuel Macron, Tayvan Boğazı'nda bir kriz senaryosunda, Fransa'nın tarafsız ve kenarda kalacağını öne sürerek, Pekin'in oyununu oynuyor. Macron, gerilimlerden yalnızca ABD'yi sorumlu tutuyor, hedefi Tayvan'ın kontrolunu ele geçirmek olan Çin'i değil. Bu tam anlamıyla bir analiz hatasıdır ve bu sözler Avrupa ve Hint-Pasifik'teki ortaklarımızda iz bırakacaktır" yorumunda bulunuyor.

Wall Street Journal gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı'nın sözlerinin "önemli bir gaf" olduğunu belirterek, "Macron'un, Donald Trump'ın oyununu oynadığını ve bunun Ukrayna'nın çıkarlarını hizmet etmediğini" belirtiyor.

Elysee: "Tırmanışı körüklemeyeceğiz"

Elysee diplomatları ise eleştiriler karşısında her şeyden önce Avrupa'nın stratejik özerkliğini ve kıtanın bağımsızlığını savunduklarını dile getirerek Macron'un sözlerini savunuyor.

Le Figaro'ya konuşan bir diplomat, "Tayvan'da, belirsizlikten dolayı kimse bizi suçlayamaz. Savunma ilişkilerinden Hint-Pasifik stratejisine kadar, Çin ve insan hakları konusundaki ilkelerimizde olduğu kadar netiz. Ancak, herkes için faydasız olan hızlandırılmış bir tırmanışı körüklemeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Le Monde gazetesine konuşan bir Elysee yetkilisi ise, "Fransa, Washington ve Pekin'e aynı mesafede durmuyor. ABD'nin müttefikiyiz ama takipçisi değiliz. Cumhurbaşkanı'nın sözleri, bir kaza ya da gerilimin tırmanmasına karşı dikkatli olmak için kullanılan yoğun ve açık sözlü ifadeler" dedi.

Arzu Çakır