Türkiye’nin Üniter Yapısına Kurulan Tuzaklar

 Türkiye’nin Üniter Yapısına Kurulan Tuzaklar ve Atatürk’ün Devlet Anlayışının Önemi

 Türkiye’nin Üniter Yapısına Kurulan Tuzaklar
 Türkiye’nin Üniter Yapısına Kurulan Tuzaklar
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren üniter yapısını hedef alan çeşitli planlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu planlar, genellikle dış güçlerin bölgesel çıkarlarını koruma amacıyla şekillendirilmiş ve zaman zaman iç dinamikler üzerinden uygulanmaya çalışılmıştır. Bu makalede, bu tehditlerin tarihsel gelişimi, Graham Fuller ve Mahir Kaynak gibi isimlerin görüşleriyle desteklenerek ele alınmakta ve Atatürk’ün devlet anlayışının bu süreçteki önemi vurgulanmaktadır.

1965: ABD’nin Federal Cumhuriyet Önerisi

1965 yılında ABD, dönemin başbakanına İran, Irak ve Türkiye Kürtlerini kapsayan ve Türkiye’ye bağlanacak bir federal cumhuriyet önerisi sunmuştur. Bu teklif, dönemin Genelkurmayı tarafından reddedilmiş ancak tamamen gündemden kalkmamış, ileride tekrar gündeme getirilmek üzere rafa kaldırılmıştır. MİT Müsteşarı Sadi Koçaş, anılarında bu teklife dair şu ifadeleri kullanmıştır:

“Bize, İran, Irak ve Türkiye Kürtlerini bir federatif cumhuriyet haline getirelim, bunu Türkiye’ye bağlayalım ve böylece büyük toprak kazanmış olursunuz diyorlardı.” Ancak bu teklif, Türkiye’nin üniter yapısını zayıflatmayı hedeflediği için sert bir şekilde reddedilmiştir.

1980 Darbesi ve Federal Yapıya Geçiş Çabaları

1980 askeri darbesi sonrasında, Kenan Evren liderliğindeki yönetim, Türkiye’yi 8 bölge valiliğine ayırmayı öngören bir kararname hazırladı. Bu kararname, merkezi hükümetin yetkilerini bölgesel valiliklere devretmeyi içeriyordu. Ancak bu karar, 1984 yılında sivil hükümet tarafından iptal edilmiştir. Dönemin bakanlarından biri, alınan bu kararla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:

“Bu yasa uygulansaydı, Türkiye sekiz eyalete bölünecekti ve biz bölücülükle suçlanacaktık.”

Bu girişim, Türkiye’nin federal bir yapıya dönüştürülmesi çabalarının darbe yönetimi tarafından da benimsendiğini göstermektedir.

1989: Turgut Özal ve Eyalet Sistemi Tartışmaları

1989 yılında, dönemin başbakanı Turgut Özal, yurt dışı gezisinden dönüşünde Türkiye’de il sayısının artırılması ve bazı illerin büyükşehir statüsüne geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Özal, bu sistemin Kürt sorununu çözmekte etkili olacağını savunmuştur. Danışmanlarından biri olan Cengiz Canlar, Özal’ın bu sistemle federal bir yapıya geçişin ilk adımlarını atmayı planladığını yazmıştır.

Mahir Kaynak: “Büyüyerek Küçülmek”

Türkiye’nin üniter yapısına yönelik tehditler konusunda uyarılarda bulunan önemli isimlerden biri de Mahir Kaynak’tır. Kaynak, 1994 yılında yaptığı bir açıklamada, ABD ve Rusya’nın çıkarları doğrultusunda Türkiye’nin büyütülmesinin gündeme geleceğini belirtmiştir. Kaynak, bu durumu şu sözlerle ifade etmiştir:

“ABD ve Rusya bizi sevdikleri için değil, kendi çıkarları için Türkiye’yi büyüteceklerdir. Ancak bu büyüme, büyüyerek küçülmek anlamına gelir.”

Mahir Kaynak’a göre, Türkiye’nin sınırlarını genişleterek Kuzey Irak, Kuzey İran ve Kuzey Suriye gibi bölgeleri topraklarına katması, beraberinde üniter yapının yıkılmasına yol açacaktır. Bu planın sonucunda, federal bir yapıya geçiş ve bu bölgelerdeki etnik unsurların ayrılma referandumları gündeme gelecektir.

Graham Fuller ve “Yeni Türkiye Cumhuriyeti”

ABD’nin bölgesel çıkarlarını savunan bir diğer önemli isim Graham Fuller, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabında Türkiye’nin gelecekte federal bir yapıya geçmesi gerektiğini savunmuştur. Fuller, bu geçişin bölgedeki sorunları çözmekte etkili olacağını iddia etmiş ve Atatürk’ün üniter devlet anlayışının terk edilmesi gerektiğini dile getirmiştir. Fuller’a göre, etnik farklılıkların temel alındığı yeni bir yapı, Türkiye’yi bölgesel bir liderden ziyade ABD’nin çıkarlarına hizmet eden bir uydu devlete dönüştürebilir.

2004: Büyük Orta Doğu Projesi ve RAND Corporation

2004 yılında ABD tarafından ilan edilen Büyük Orta Doğu Projesi (BOP), Türkiye’nin bölgesel konumunu yeniden şekillendirme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Aynı yıl RAND Corporation tarafından yayınlanan “Sivil Demokratik İslam” raporu, hilafetin yeniden canlandırılmasını ve Türkiye’nin federal bir yapıya dönüştürülmesini savunmuştur. Bu planların amacı, Türkiye’yi kontrol ederek bölgedeki doğal kaynaklara erişimi kolaylaştırmaktır.

Atatürk’ün Devlet Anlayışı: Türkiye’nin Kurtuluş Rehberi

Atatürk’ün bağımsızlık anlayışı ve üniter devlet yapısına bağlılığı, Türkiye’yi bu tür tehditlere karşı koruyan en önemli unsurlardan biridir. Atatürk, Türkiye’nin yalnızca kendi ayakları üzerinde duran, bağımsız ve bütünlükçü bir devlet olarak varlığını sürdürebileceğini öngörmüştür. Bugün, Atatürk’ün ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmak, Türkiye’nin geleceğini güvence altına almanın tek yoludur.

Üniter Yapının Korunması

Türkiye, 1965’ten günümüze kadar süregelen planlarla karşı karşıya kalmıştır. Ancak, Türk milleti, Atatürk’ün izinden giderek bu planlara karşı koymayı başarmıştır. Mahir Kaynak’ın uyarıları ve Graham Fuller’ın öngörüleri, bu planların kapsamını ve hedeflerini açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye’nin geleceği, bağımsızlık ve üniter yapıdan ödün vermeden, Atatürk’ün ilkelerine bağlı kalmakla mümkündür.

Yazıda belirtilen bilgilerin kaynakları aşağıdaki gibidir:

2. Emekli Amiral Vedii Bilget’in Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Yazısı: 24 Şubat 1987 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısında, ABD’nin 1965 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e, İran, Irak ve Türkiye Kürtlerini içeren ve Türkiye’ye bağlanacak bir federal cumhuriyet önerisinde bulunduğu belirtilmektedir. 

3. MİT Müsteşarı Sadi Koçaş’ın Anıları: Sadi Koçaş, “Atatürk’ten 12 Mart’a Anılar” adlı eserinde, ABD’nin 1965 yılında Türkiye’ye yaptığı federal cumhuriyet teklifinden bahsetmektedir. 

4. Kenan Evren’in 1983’teki 8 Bölge Valiliği Kararnamesi: 1983 yılında Kenan Evren tarafından hazırlanan ve Türkiye’de 8 bölge valiliği kurulmasını öngören kararname, dönemin hükümeti tarafından reddedilmiştir
5. Turgut Özal’ın 1989’daki Eyalet Sistemi Açıklaması: Dönemin Başbakanı Turgut Özal, 1989 yılında Türkiye’de il sayısının artırılması ve bazı illerin büyükşehir statüsü kazanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunmuştur. 
6. CIA Türkiye Şefi Paul Henze’nin 1992 Türkiye Raporu: Paul Henze’nin 1992 yılında hazırladığı raporda, Türkiye’nin üniter devlet yapısını terk etmesi gerektiği ve federalizmin tartışılması gerektiği belirtilmiştir. 

7. Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) ve 2004 Yılı: 2004 yılında ABD Başkanı George W. Bush tarafından ilan edilen Büyük Orta Doğu Projesi, Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı dönüştürmeyi amaçlamaktadır. 

8. RAND Corporation’ın “Sivil Demokratik İslam” Raporu (2004): RAND Corporation tarafından hazırlanan bu rapor, İslam dünyasında demokratik değerlerin teşvik edilmesini önermektedir. 

9. CIA Şefi Graham Fuller’ın “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” Kitabı: Graham E. Fuller’ın bu kitabı, Türkiye’nin bölgesel bir aktör olarak yükselişini analiz etmektedir. 

10. Mahir Kaynak’ın Haziran 1994’teki Demeci: Mahir Kaynak, Haziran 1994’te verdiği bir demeçte, ABD ve Rusya’nın Türkiye’yi büyüteceklerini, ancak bunun “büyüyerek küçülmek” anlamına geleceğini belirtmiştir. 

Files