Erdoğan-Putin ilişkilerindeki “soğukluk” Çarşamba günkü telefon görüşmesiyle aşılabilir mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Çarşamba günü bir telefon görüşmesi yapması bekleniyor. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov da bugün yaptığı açıklamada telefonlaşma tarihini doğruladı

Erdoğan-Putin ilişkilerindeki “soğukluk” Çarşamba günkü telefon görüşmesiyle aşılabilir mi?
Erdoğan-Putin ilişkilerindeki “soğukluk” Çarşamba günkü telefon görüşmesiyle aşılabilir mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Çarşamba günü bir telefon görüşmesi yapması bekleniyor.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov da bugün yaptığı açıklamada telefonlaşma tarihini doğruladı.

Putin: “Erdoğan seçimler öncesi beni Türkiye’ye davet etti, spekülasyon olmaması için ziyaretten vazgeçildi”

Aslında bu tarihi ilk dile getiren Rusya lideri oldu.

Önceki gün Moskova’da açıklamalarda bulunan Putin, daha önce Erdoğan’ın telefon görüşmesi talebinde kendisinin uygun olmadığını, kendisinin talep ettiğinde de Türkiye Cumhurbaşkanı’nın uygun olmadığını dile getirdi.

Rus lider, seçim öncesinde Erdoğan’ın kendisini Türkiye’ye davet ettiğini ancak “iç siyasi süreci etkilemeye yönelik bir girişim olarak algılanabileceği” gerekçesiyle, spekülasyonlara neden olmamak için bu ziyareti gerçekleştirmediğini de ifade etti.

Aydın Sezer’e göre, Azak (Azov) militanlarının Ukrayna’ya teslim edilmesi ve Dağlık Karabağ çıkışı Kremlin’i rahatsız etti

Rusya uzmanı Aydın Sezer, Erdoğan ve Putin’in yıllarca randevusuz telefonlaştıklarının altını çizerken seçimlerden sonra iki ülke arasında yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.

VOA Türkçe’ye konuşan Sezer, “Aslında Erdoğan, Putin’i seçimlerden önce davet etti. Hem deprem bölgesini birlikte ziyaret etmek hem de Akkuyu ile ilgili bir tören yapmak istedi. Putin kabul etmedi. Erdoğan seçimi kazandıktan sonra belki de muzaffer olmasından hareketle Putin’le görüşmesine dair tarih verdi. ‘Ağustos’ta tahıl koridorunu görüşeceğiz’ diye de ilave etti. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin ziyaretinde iki tane beklenmedik olay oldu. Azov taburu militanları iade edildi ve SİHA üretimi konusunda savunma anlaşması yapıldı. Rus tarafı, militanların tesliminden habersiz olduklarını açıkladı. Silah temini konusunda ise olabildiğince ölçülü bir tepki verdi ki devlet medyasında ‘PKK’ya silah verelim’ diyen yorumcu dahi oldu. Erdoğan’ın NATO Zirvesi sonrası “2025 yılında Rusya buraları terk edecektir, Aliyev de bunu yakından takip ediyor” demesine Rusya Dışişleri ‘üçüncü ülkeler dikkatli olsun’ yanıtını verdi. Putin, Ermenistan ve Azerbaycan liderlerini Moskova’da topladı ve iplerin kimin elinde olduğunu gösterdi. Bu gelişmeler eskiden teklifsiz yapılan telefon konuşmalarının neden bu kadar mesele haline geldiğini gösteriyor” dedi.

Erdoğan ve Putin son 7 yılda 29 kez yüz yüze görüştü

Erdoğan ve Putin Türkiye ile Rusya arasında ilişkilerin son yıllarda en büyük krizini 2015 yılının Kasım ayında bir Rus uçağının Suriye sınırında düşürülmesiyle yaşadı. Yaşanan sorunlar 15 Temmuz darbe girişimi sonrası aşıldı ve Erdoğan ile Putin arasında ilişki 2. Dünya Savaşı’ndan sonra iki ülkenin hiçbir lideri arasında görülmeyen bir yakınlaşmaya döndü. 2017 ve 2018 yıllarında her iki lider yedişer kez baş başa görüştüler. En sonuncusu 13 Ekim’de Kazakistan’da olmak üzere Putin ve Erdoğan son yedi yılda 29 yüz yüze görüşme gerçekleştirdi.

Üçüncü ülkeler dışında yapılan son iki görüşmenin Rusya’nın Soçi kentinde yapılması ilişkilerde dengenin Rusya lehine bozulması olarak yorumlanıyor. Belki de bu nedenle Erdoğan, bu kez gezinin Türkiye’de olmasını istiyor.

“Putin’in sözleri iki ülke arasında var olduğunu belirttiğimiz soğukluğun dışavurumu”

Aydın Sezer, “Putin hafta sonu görüşmenin yerinin belli olmadığını söyledi. Belki yine ‘Soçi’ye gel’ diyebilir. Aslında bu Putin’in sözleri iki ülke arasında var olduğunu belirttiğimiz soğukluğun dışavurumu. ‘Çarşamba konuşacağız’ ifadesi gerçekten dikkat çekici. Çünkü bu kadar sık konuşan iki lider artık randevulu konuşuyorlar anlamı çıkıyor. Türkiye yer için ısrar edebilir mi? Sanmam. Çünkü geçen yıldan doğalgaz ödemelerimiz var, ertelendi. Bir başka deyimle gırtlağımıza kadar borçluyuz. Üstelik de kış da geliyor. Türkiye’nin eli bu konjonktürde çok güçlü değil. Ama normal şartlarda son görüşme Soçi’de yapıldığında bu kez Türkiye’de görüşülmesi gerekir” dedi.

Eğer yapılacak telefon görüşmesi sonrasında Erdoğan’ın ısrarla belirttiği gibi Ağustos ayında bir görüşmede mutabık kalınırsa, bu görüşmede iki tarafın da elinde birçok konu başlığı olacak.

Putin Türkiye’de doğalgaz depolama merkezi kurma önerisini güncelledi: “Elektronik ticaret platformu oluşturmaktan bahsediyoruz”

Hiç şüphesiz bunların en önemlilerinde biri doğalgaz olacak. Halihazırda Rusya’dan Türkiye’ye Batı Hattı, Mavi Akım ve Türk Akımı doğal hatları geliyor.

Rusya lideri Putin, 13 Ekim’de Erdoğan'la Astana’da yaptığı görüşmeden sonra “Gaz tedarikinde Türkiye en güvenli güzergah haline geldi. Avrupa'dan çok daha güvenli bir güzergah haline geldi. Türkiye'de büyük bir ikmal merkezi kurabiliriz” sözleri, 90’lı yıllardan beri Ankara’nın hayali olan merkez ülke (hub) olma umudunu yeniden canlandırdı.

Ancak aynı Putin, önceki gün yaptığı açıklamada önerisini, “Biz ve Türk dostlarımız biliyoruz ki, biz elektronik bir ticaret platformu oluşturmaktan bahsediyoruz. Biz orada (Türkiye'de) devasa depolama tesislerinde gaz depolamayacağız, burası sadece böylesi bir elektronik ticaret platformu organize etmek için uygun bir yer” sözleriyle güncelledi.

“Türkiye’nin bu teklife kesinlikle evet dememesi gerekiyor”

Aydın Sezer, Rusya liderinin bu yeni tarif edilmiş teklifinin Türkiye’nin ihtiyaçları ile uyumlu olmadığı görüşünde.

Sezer bu görüşünü, “Rusya Putin’in teklif ettiği elektronik ortamda ticaret işini beş yıldır Saint Petersburg’da yapıyordu. Bu bir taraftan kontrol etme diğer taraftan da gaz akışını sağlama imkanı sağlıyordu. Ukrayna savaşı bu sistemi kapattı. Şimdi bu sistemi Türkiye’ye taşımaktan bahsediyor Putin. Bunun doğalgazda hub ülke olmakla uzaktan yakından alakası yok. Ne deve ne kuş bir durum. Kesinle bu teklife ‘evet’ dememek gerekiyor. Zira bu sistemin kontrolu Rusya’da olacak. Hub ülke olmak, merkez ülke olmak ancak oyun kurucu ve veya piyasa düzenleyici ülke olmakla mümkün olur. Bunun için kendi doğalgaz hatların olacak ve aynı zamanda doğalgaz piyasasını liberalleştirecek, serbestleştireceksin. Bu haliyle Türkiye, sadece koridor ülke. TANAP’ı ve Türk Akımı’nı kesmeden Türkiye merkez ülke olma imkanı sağlayamaz” sözleriyle ifade ediyor.

Akkuyu Nükleer Santralı’nın 29 Ekim’de kutlanacak Cumhuriyet’in 100. yılına yetiştirilmesinin de mümkün olmadığını belirten Aydın Sezer, Tahıl Koridoru konusunda müzakere etmek için Türkiye’nin önce Rusya’nın taleplerinden en az bir ikisini Birleşmiş Milletler, İngiltere ve ABD’yle önceden görüşerek kabul ettirmesi gerektiği ifade etti.

Hilmi Hacaloğlu