Bazı Alman Basınından Dergi görüntüleri. Foto:Mustafa Ekşi
Alman Basınında İmamoğlu’nun Gözaltı Haberi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması haberi Alman medyasında geniş yer buldu. Die Welt gazetesi, İmamoğlu’nun birkaç gün içinde muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmeye hazırlanırken tutuklandığını vurguladı. Haberde, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı en önemli rakiplerden biri olduğu belirtilerek CHP’nin bu durumu “bir darbe girişimi” olarak nitelendirdiği aktarıldı . Bild gazetesi de benzer şekilde haberi manşetten duyurdu. Bild’in haberinde, İmamoğlu’nun evine Çarşamba sabahı düzenlenen bir polis baskınıyla gözaltına alındığı ve 53 yaşındaki belediye başkanının “Erdoğan’ın en güçlü rakibi” olarak görüldüğü yazıldı . Haberde, polis baskınının ardından İmamoğlu’nun İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü ve savcılığın yolsuzluk ile suç örgütü üyeliği iddiaları yönelttiği bilgisi yer aldı
Der Spiegel dergisi, gelişmeyi “Türk makamları en önemli Erdoğan karşıtını tutukladı” başlığıyla sundu. Spiegel’in haberinde, İmamoğlu’na yönelik baskının boyutuna dikkat çekildi; gözaltının bir gün öncesinde İstanbul Üniversitesi’nin İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettiği hatırlatıldı ve Türk makamlarının İmamoğlu’na yönelik “baskılarını genişlettiği” ifade edildi Spiegel, savcılık açıklamasına dayanarak İmamoğlu’na yöneltilen suçlamaları detaylandırdı: Bir suç örgütüne liderlik etme, rüşvet alma, ihale usulsüzlüğü ve terör örgütünü destekleme iddiaları . Haberde ayrıca operasyon kapsamında aralarında iş insanları ve gazetecilerin de bulunduğu onlarca kişinin gözaltına alındığı bilgisi paylaşıldı
Diğer önde gelen yayınlar da haberi ajanslardan alıntılarla duyurdu. Süddeutsche Zeitung (SZ) ve Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gibi gazeteler, Deutsche Presse-Agentur (dpa) kaynaklı haberlerinde İmamoğlu’nun, muhalefetin 2028’deki seçimde cumhurbaşkanı adayı olması planlandığı bir dönemde tutuklandığını belirttiler. Bu haberlerde, CHP’nin İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını “Türk demokrasisinin geleceği açısından kritik bir an” ve halkın kendi cumhurbaşkanını seçme hakkına engel olarak gördüğüne değinildi . Almanya’nın kamu yayıncısı ARD-Tagesschau ise İmamoğlu’nun “Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’un belediye başkanı ve Erdoğan’ın en önemli rakiplerinden biri” olduğuna dikkat çekerek, savcılığın yolsuzluk ve terör suçlamaları yönelttiğini aktardı Tagesschau, İstanbul Valiliği’nin İmamoğlu’nun gözaltı haberinin ardından kentte dört günlük gösteri ve toplanma yasağı ilan ettiğini ve sosyal medyaya erişimin kısıtlandığını da izleyicilerine duyurdu
İç Siyaset Bağlamında Yorumlar: Erdoğan–İmamoğlu Rekabeti
Alman medyasında, İmamoğlu’na yönelik bu adım Türkiye’nin iç siyaseti ve Erdoğan-İmamoğlu rekabeti çerçevesinde değerlendiriliyor. Haber ve yorumlarda İmamoğlu’nun, Erdoğan’ın iktidarına karşı ortaya çıkmış en güçlü figürlerden biri olduğu sıkça vurgulandı. Örneğin Zeit Online, İmamoğlu’nu “belki de Erdoğan’ın en önemli rakibi” olarak tanımladı. Tagesschau da 2019’dan beri İstanbul’u yöneten İmamoğlu’nu “devlet başkanının önemli bir kontrahenti” olarak niteleyerek, bu tutuklamanın Erdoğan’ın en dişli rakibini saf dışı bırakmaya yönelik olduğuna işaret etti. İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’u kazanarak Erdoğan’ın partisinin 25 yıllık hakimiyetine son vermiş ve 2024’teki yerel seçimde de yeniden başkan seçilmişti. Alman basını, bu geçmişe atıfla İmamoğlu’nun başarılarının iktidar açısından ciddi bir tehdit olarak algılandığı yorumunu yapıyor.
Alman yayınları, gözaltı kararının zamanlamasının manidar olduğuna dikkat çektiler. İmamoğlu’nun CHP tarafından bu pazar günü (gözaltına alındığı haftanın sonunda) cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesinin planlandığı, Alman haberlerinde açıkça belirtildi. Die Welt, CHP’nin Pazar günü tüm engellemelere rağmen toplanıp İmamoğlu’nu 2028 seçimleri için aday olarak belirlemekte kararlı olduğunu aktardı. Nitekim CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu durumu “milletin kendi cumhurbaşkanını seçmesinin engellenmesi” olarak yorumladığı ve yapılanı “bir darbe girişimi” şeklinde nitelediği, Alman basınında öne çıkan bir detay oldu . Özel’in, “Türk demokrasisinin geleceği adına kritik bir an” yaşandığını söyleyerek 1,7 milyon CHP üyesine pazar günkü ön seçime katılma çağrısı yaptığı da Alman haberlerine yansıdı
Birçok Alman medya organı, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını, Erdoğan yönetiminin seçim rekabetini yargı yoluyla engelleme stratejisinin parçası olarak değerlendirdi. Der Spiegel, İmamoğlu’nun 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefetin muhtemel adayı olarak görüldüğünü ancak hakkında çıkarılan mahkeme kararıyla bunun engellendiğini hatırlattı . Haberde, Erdoğan hükümetinin aylardır muhalefet üzerinde artan bir hukuk baskısı kurduğu vurgulanarak bunun planlı bir sindirme hareketi olduğu ima edildi . Aynı haberde, “İmamoğlu’nun Erdoğan’ı bazı kamuoyu yoklamalarında geride bıraktığı” ve bu yüzden hedef haline geldiği belirtildi . Özetle Alman basını, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını, Erdoğan’ın en güçlü rakibini saf dışı bırakarak hem 2028 hem de olası bir erken seçim öncesi muhalefeti zayıflatma hamlesi olarak analiz ediyor.
Avrupa ve Almanya’dan Gelen Tepkiler
Alman medyası, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına Avrupa’dan ve Almanya’dan gelen tepkilere de değiniyor. Olay henüz çok yeni olduğu için Almanya hükümetinden resmi bir açıklama haberlere yansımamış olsa da, yorumlarda Berlin ve Brüksel’in bu gelişmeye kayıtsız kalmayacağı belirtiliyor. Nitekim Alman haberleri, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Nisan 2024’teki Türkiye ziyareti sırasında Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldiğini hatırlatarak Batı’da İmamoğlu’na verilen öneme dikkat çekti Bu görüşme, Alman kamuoyunda İmamoğlu’nun uluslararası düzeyde tanınan bir siyasetçi olduğunun altı çizilmesi olarak yorumlandı.
Avrupa Birliği kanadında ise tutuklama haberinin, halihazırda Türkiye’deki demokrasi standartları konusunda endişeli olan Brüksel’i daha da harekete geçirebileceği ifade ediliyor. Avrupa Parlamentosu (AP) zaten kısa bir süre önce, Şubat 2025’te, Türkiye’de muhalefet partilerinden seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve tutuklanmasını sert bir dille kınayan bir karar almıştı. AP üyeleri (Milletvekilleri), bu kararda Ankara’nın hukuk devleti ilkesini hiçe saymasından “derin endişe duyduklarını” belirterek, tutuklu muhalif belediye başkanlarının derhal serbest bırakılıp görevlerine iade edilmelerini talep etmişlerdi. Hatta Avrupa Parlamentosu, seçilmişleri görevden alıp yerlerine kayyum atayan yetkililere karşı AB Komisyonu’na yaptırım uygulanmasını değerlendirme çağrısı dahi yapmıştı. Alman basını, AP’nin bu kararına atıfla, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının AB çevrelerince “demokrasiye darbe” olarak görüleceğini ve sert tepkiyle karşılaşacağını öngörüyor. Nitekim ARD haberlerinde de, İmamoğlu’na yöneltilen terör suçlamalarının Batı başkentlerince şüpheyle karşılandığı ima edilerek, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve AB yetkililerinin gelişmeleri yakından izlediği belirtildi.
Alman gazeteleri, özellikle Alman Dışişleri Bakanlığı’nın ve AB kurumlarının önümüzdeki günlerde konuyla ilgili açıklamalar yapabileceğini belirtiyor. AB-Türkiye ilişkilerinde insan hakları ve demokratik standartlar başlığının yeniden ön plana çıkacağı ve Almanya’dan da benzer şekilde “hukukun üstünlüğü” vurgusuyla eleştirel mesajlar geleceği tahmin ediliyor. Nitekim geçmişte de Almanya Dışişleri Bakanı, İmamoğlu’na verilen mahkeme cezalarını eleştirerek bunun “Türk halkının demokratik tercihine saygısızlık” olduğunu ifade etmişti (Alman medyasında hatırlatılan bir detay). Dolayısıyla, İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası Almanya ve Avrupa’dan gelen tepkilerin odağında da yine demokrasi ve hukukun üstünlüğü vurgusu bulunuyor.
İlgili Video “Alman basınında İmamoğlu manşetlerde: Türkiye’de demokrasi krizi!”
Basın Özgürlüğü ve Hukuk Devleti Bağlamında Değerlendirmeler
İmamoğlu’na yönelik operasyon, Alman medyasında Türkiye’deki hukuk devleti prensipleri ve basın özgürlüğü açısından da ele alındı. Birçok yayın organı, soruşturma kapsamında gazetecilerin de gözaltına alınmış olmasına dikkat çekti. Örneğin Tagesschau’nun haberinde savcılığın toplamda 100 kişiyi kapsayan bir soruşturma yürüttüğü, bu kişiler arasında “iş insanları ve gazetecilerin” de bulunduğu bilgisi yer aldı . Bu detay, Alman basınında Türkiye’de muhalif seslere yönelik baskının yalnızca siyasetçilerle sınırlı kalmayıp medya mensuplarını da hedef aldığı şeklinde yorumlandı.
Nitekim Der Spiegel, iddialar arasında İmamoğlu’nun belediyede bazı görevlere PKK ile iltisaklı kişileri atadığı suçlamasının bulunduğunu aktararak İmamoğlu cephesinin bu tür iddiaları aylardır reddettiğini belirtti. Bu suçlamaların medya ayağında, İmamoğlu’nu destekleyen basın danışmanı Murat Ongun’un da gözaltına alınması Alman basınında yer buldu; Ongun’un “Bizi susturarak İmamoğlu’nu savunmamızı engelleyebileceklerini sanıyorlar” şeklindeki açıklaması Spiegel’de alıntılandı.
Alman gazeteleri ve televizyonları, İmamoğlu hakkındaki iddiaların ve hukuki süreçlerin inandırıcılığını sorguluyor. Bir gün önce İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi kararının hemen ardından böylesine büyük bir operasyon yapılması, Spiegel tarafından “politik motifli görünmektedir” şeklinde değerlendirildi . Haberde, üniversite diploması iptalinin İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığına aday olmaktan yoksun bırakmayı hedeflediği, zira Türkiye’de cumhurbaşkanı adayı olabilmek için üniversite mezunu olma şartı bulunduğu hatırlatıldı . Bu adımın ve akabinde gelen gözaltı kararının, muhalefeti yıldırmaya yönelik koordineli hamleler olduğu yönünde Alman basınında güçlü bir kanaat oluştuğu gözleniyor.
Hukuk devleti ilkeleri bağlamında da eleştiriler yoğun. Alman medyasında, Türkiye’de yargının bağımsızlığına dair ciddi soru işaretleri olduğu belirtilerek İmamoğlu dosyasının bunun çarpıcı bir örneği olduğu vurgulanıyor. Reuters kaynaklı haberleri aktaran Alman siteleri, İmamoğlu’na yönelik hamleyi “aylardır süren kapsamlı bir hukuki baskı kampanyasının zirve noktası” olarak tanımladı ve muhalefetin bunu “yargı eliyle yapılmış bir darbe girişimi” olarak adlandırdığına yer verdi. Avrupa Parlamentosu’nun Şubat ayında aldığı karar da hatırlatılarak, Türkiye’de hukuk devletinin gerilediği (“demokratik gerileme”) ve iktidarın muhalifleri susturmak için yargıyı araçsallaştırdığı yönünde değerlendirmeler yapıldı. Bu çerçevede Alman medyasında, İmamoğlu hakkında yürütülen sürecin adil olup olmadığına dair ciddi şüpheler dile getiriliyor ve bunun Türkiye’deki hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı bir gelişme olduğu fikri öne çıkıyor.
Basın özgürlüğü açısından ise internet erişimine getirilen engellemeler ve gösteri yasakları eleştiri konusu. İmamoğlu’nun gözaltına alındığı sabah sosyal medya platformlarına (X/Twitter, YouTube, Instagram, TikTok vb.) erişimin Türkiye genelinde yavaşlatılması Alman medya raporlarına yansıdı. Alman gazeteleri, NetBlocks gibi internet erişimini izleyen kuruluşların verilerine dayanarak bu durumu okuyucularına aktardı ve Türkiye’de önemli politik gelişmeler anında sıklıkla sosyal medya kısıtlamalarına gidildiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, İmamoğlu operasyonu sırasında haber alma özgürlüğünün de kısıtlandığı, bunun da basın ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici olduğu vurgulandı. Örneğin Tagesschau, İstanbul’da İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının hemen ardından birçok sosyal medya platformuna erişimin kesintiye uğradığını duyurdu
Sonuç olarak, Alman medyasındaki genel kanı, Ekrem İmamoğlu’na yönelik gözaltı kararının Türkiye’de muhalefete ve eleştirel seslere karşı uzun süredir devam eden baskı dalgasının zirve noktalarından biri olduğu yönünde. Bu durum, Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü prensiplerine bağlılık konusunda ciddi soru işaretleri doğururken, basın özgürlüğünün de baskı altına alındığına dair somut bir örnek olarak sunuluyor. Alman basını, gelişmeleri yakından takip ederken hem Türkiye kamuoyunun tepkilerini hem de uluslararası camiadan gelecek açıklamaları aktarmaya devam ediyor.
Alman Basını DW’den “CHP Adaylık Süreci” Yorumu: “Sivil Darbe” Tartışmaları
Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle (DW), CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde yaşanan gelişmeleri mercek altına aldı. DW Türkçe’nin haberine göre, seçim öncesinde yaşanan bazı olaylar, “sivil darbe” tartışmalarına yol açtı.
Haberde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın bu gelişmelere sert tepki gösterdiği vurgulandı. Yavaş, “Hukuk dışı yöntemlerle, baskılarla, tehditlerle yapılan bu uygulamalardan en büyük zararı demokrasimiz görecektir. Ancak biz susmayacağız!” ifadelerini kullandı.
CHP Cumhurbaşkanı adaylığı ön seçimi öncesinde yaşananlar "sivil darbe" tepkilerini beraberinde getirdi
Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş da yaşananlara tepki gösterdi
İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Alman yorumculara göre Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde de gerilim yaratabilecek bir gelişme. Zaten son dönemde Türkiye’nin demokratik standartları konusunda kaygılı olan Brüksel, bu olayla birlikte eleştirilerini artırabilir. Alman medyasında çıkan haber ve analizlerde, AB-Türkiye ilişkilerinin bu tür siyasi gelişmelerden doğrudan etkilendiği belirtiliyor. Özellikle insan hakları, demokratik kurumlara saygı ve hukuk devleti ilkeleri, AB’nin Türkiye ile diyalogunda kritik başlıklar. İmamoğlu gibi ülkenin en büyük kentinin seçilmiş belediye başkanının, tartışmalı suçlamalarla gözaltına alınmasının, Ankara’nın Avrupa ile ilişkilerinde güven erozyonunu derinleştireceği öngörülüyor.
Alman gazeteleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yıllarda AB ile ilişkilerde zaman zaman yumuşama mesajları verse de içeride attığı adımların bunu zorlaştırdığını belirtiyor. Örneğin Die Welt, CHP’li bir siyasetçinin tutuklanmasını, Türkiye’nin AB’den daha da uzaklaştığı bir an olarak yorumladı ve muhalefetin bunu “milli iradeye darbe” diye tanımlamasının Avrupa’daki yankılarına dikkat çekti. Avrupa Parlamentosu’nun yakın zaman önceki sert kararından sonra (Türkiye’deki muhalif belediye başkanlarına yönelik baskıya karşı), İmamoğlu olayı AB-Türkiye ilişkilerindeki havayı daha da soğutabilir. Zira AP’nin Şubat ayındaki kararında, Türkiye’nin demokratik değerlerden uzaklaşması halinde Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınmasının dahi gündeme gelebileceği dile getirilmişti (Alman basınındaki analizlerde bu nokta da vurgulanıyor).
Öte yandan, Almanya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde de bu gelişme rahatsızlık yaratacaktır. Alman hükümeti bir yandan Ankara ile diyalog ve işbirliğini sürdürme isteğini korurken, diğer yandan demokratik gerilemeye göz yumamayacağını çeşitli vesilelerle ifade ediyor. İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Berlin’deki siyasetçilerin Türkiye konusundaki eleştirilerini yeniden alevlendirebilir. Nitekim Alman parlamentosundaki muhalefet ve iktidar partilerinden bazı milletvekilleri, geçmişte Türkiye’deki hukuksuzluklar karşısında yaptırım seçeneğinin de masaya yatırılması gerektiğini savunmuştu. Bu olay sonrasında benzer çağrıların yükselebileceği, Alman medyasının beklentileri arasında.
Sonuç itibarıyla Alman basını, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerine olumsuz yansıması olacağını düşünüyor. Bu gelişmenin, zaten durma noktasında olan AB üyelik sürecini iyice çıkmaza sokabileceği, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi konulardaki mevcut isteksizliği artırabileceği belirtiliyor. Avrupa tarafında demokrasi ve hukukun üstünlüğü talepleri sertleşirken, Ankara’nın bunlara vereceği tepki, önümüzdeki dönemde ilişkilerin seyrini belirleyecek. Alman medyasındaki genel kanıya göre, İmamoğlu olayı Türkiye’nin demokratik imajına büyük darbe vurmuş durumda ve bu durum düzeltilmedikçe Avrupa ile sağlıklı bir diyalog kurulması zorlaşacak. AB’nin resmi açıklamaları ve olası yaptırım adımları kadar, Erdoğan hükümetinin iç politikadaki bu tutumunu sürdürüp sürdürmeyeceği de yakından izlenecek konular arasında yer alıyor.
Kaynaklar:
• Alman basınında çıkan haberler ve yorumlar (DW, Die Welt, Bild, Der Spiegel, Süddeutsche Zeitung, FAZ, ARD Tagesschau vb.)
• İlgili ajans ve kurum açıklamaları (dpa, Reuters, Avrupa Parlamentosu kararları)
• Alman medyasında yer alan siyasetçi demeçleri ve analizler
Berlin'in çeşitli kültürel etkinliklerinden medya ve kültürle ilgili haberlere kadar geniş bir yelpazede bilgi sunan Medya.Berlin, Almanya'nın başkenti Berlin'de faaliyet gösteren bir haber platformudur. VOA'nın abonesi olarak faaliyet gösterirken aynı zamanda Metalink.tv ile içerik üretimi konusunda işbirliği yapıyor.
Diese Website verwendet Cookies, um Ihr Nutzungserlebnis zu verbessern. Durch die weitere Nutzung der Website stimmen Sie der Verwendung von Cookies gemäß unserer Datenschutzerklärung zu.