Beyin göçü Türkiye’nin gücü olabilir mi?

Atatürk’ün “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyoruz, gür alevler halinde dönmelisiniz” sözü, Türkiye’nin yurtdışına göç etmiş beyinlerine ilham kaynağı oldu. “Bi Dünya Kıvılcım Derneği”, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında aydınlanma öncüsü olabilecek başka ülkelerde yaşayanları buluşturuyor

Beyin göçü Türkiye’nin gücü olabilir mi?
“Bi Dünya Kıvılcım Derneği”, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında aydınlanma öncüsü olabilecek mühendis, mimar, doktor, bilim insanı, sanatçı olarak başka ülkelerde yaşayanları buluşturuyor.

Almanya’da yaşayan, çalışan beyin göçü kitlesi içindeki mühendisler arasında iletişim kurulmasıyla başlayan sürecin sonucunda, geçtiğimiz aylarda “Bi Dünya Kıvılcım Derneği” kuruldu. Bi Dünya Kıvılcım Derneği, Türkiye’de lise veya yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra yüksek öğrenim ya da çalışma hayatına devam etmek amacıyla yurtdışına taşınmış Türkler’i bir çatı altında buluşturmayı amaçlıyor.

Bi Dünya Kıvılcım Derneği kurucu kadrosu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından 1925–1945 döneminde devletin olanaklarıyla yurtdışında eğitim alması sağlanan kuşağı kendilerine örnek alıyor ve “beyin göçü” yerine “beyin gücü” olarak yurtdışından ülkeye ortak projelerle katkı sunmak istiyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bi Dünya Kıvılcım Derneği kurucusu mühendis Gözde Kara, sadece Almanya’yla sınırlı kalmaksızın diğer Avrupa ülkeleri, ABD, Asya ülkeleri ve Avustralya’da yaşayan mühendis, mimar, doktor, bilim insanı ve sanatçı kişiler arasında ağ kurmayı hedeflediklerini söyledi.

Bi Dünya Kıvılcım Derneği kurucusu Gözde Kara
Bi Dünya Kıvılcım Derneği kurucusu Gözde Kara

Her geçen gün Türkiye’nin genç beyinlerinde yurtdışında çalışma ve yaşama eğilimi artışını gözlemlediklerini söyleyen Kara, “Biz de bunu bir değere dönüştürmek istiyoruz. Cumhuriyet’in ilk yüzyılında, kuruluş aşamasında ‘aydınlanma öncüsü’ olmaları vizyonuyla yollanmış kişiler vardı. Ama Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı başında ise, binlerce kişi bugün kendi iradesiyle gidiyor. Fakat kim nereye gidiyor, ne tecrübede, neler yapıyor bilmiyoruz. Biz bu insanları birbirleriyle irtibatlandırmak ve yurtdışındaki beyin göçü değil bizim anlayışımız itibariyle beyin gücünü ortaya koymak, görünür kılmak istiyoruz” dedi.

“Türkiye Akademik Diaspora” raporuna göre akademisyen ve araştırmacı kadrolarında özellikle 2014’ten bugüne yurtdışına göç etmede sürekli artış eğilimi olduğunu kaydeden Kara, yurtdışına yüksek öğretim için veya araştırmacı olarak gidenlerde ise geri dönme eğiliminde sürekli azalma olduğunu işaret etti.

“Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında genç beyinler nerede, ne yapıyor?”

Almanya’da uzun vadeli bir çalışma yürüttüklerini, dernekleşme aşamasında Atatürk’ten, Cumhuriyet’in ilk yüzyılındaki kuruluş felsefesinden ilham aldıklarını vurgulayan Kara, Atatürk’ün Almanya’da eğitim alması için yolcu edilen öğrencilerden biri olan Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’a gönderdiği telgraftaki “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyoruz. Gür alevler halinde dönmelisiniz” sözünden hareketle Bi Dünya Kıvılcım’ın kurulduğunu kaydetti.

Dünya genelinde ağ oluşturmak istediklerini belirten Gözde Kara, henüz 350 civarında üyeleriyle mühendis odaklı bir yapı olduklarını ancak yazılım sektörü alanı ile tıp alanı düşünüldüğünde sadece Almanya’da dahi binlerce kişinin olduğunu ve bu kişileri biraraya getirmek istediklerini söyledi.

Kara, elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği uzmanlarının yanısıra onlarca doktor göçünü gözlemlediklerini işaret ederek, “Sosyal bilimlerden de geliş başladı. Eskiden çok zordu, Almanca’ya ciddi yatırım yapmak gerekiyordu ya da ek sınavlara girmek gerekiyordu. Şu an Almanya bunları kolaylaştırmaya çalışıyor. Yani mühendis odaklı olan Almanya’ya yönelik göç, bugün tıp alanına ciddi anlamda kaymış ve aynı zamanda sosyal bilimlere de kaymış durumda. Biz de o kitleye ulaşmaya çalışıyoruz açıkçası. Binlerce olduğunu biliyoruz ama nerede, hangi uzmanlık alanlarında neler yapıyorlar bilmiyoruz. Ne yazık ki veri yok. Ne TÜİK’te bulabilirsiniz bu verileri ne de üniversitelerde bulabilirsiniz. Biz biraz da bu bilgi açığını kapatmak istiyoruz, kimler, nerede, ne yapıyor, ne yetkinlikteler bunu ortaya koymak istiyoruz” dedi.

Cumhuriyet’in ilk yüzyılında bir devlet politikası olarak gençlerin yetişmeleri ve uzmanlaşmaları için yurtdışına gönderildiğini vurgulayan Kara, “Yurtdışına gönderilen kişilerle ilgili dönüşlerinde örneğin astronomi merkezinde, devlet demiryollarında, ilaç sanayinde çalışsınlar, hatta bu sektörleri, sanayileri kursunlar diye çok bilinçli planlama yapılmış. Yani çok bilinçli bir politika var. Bugün insanlar kendileri gittiği için bu beyinler, eğer geri dönmek isterse Türkiye’de ne şekilde, nasıl değerlendirilebilir? Üzerine bir kurgu yok” diye konuştu.

“Beyin gücü ile Türkiye arasında köprü olmak istiyoruz”

Almanya’da örneğin; Max Planck Enstitüsü’nde yapay zeka çalışmalarında Türkler olduğunu kaydeden Kara, “Her sene yüzlerce araştırmacı geliyor, gidiyor. Bunun istatistiği yok, bunun verisi yok. Biz işte tüm bunları görünür kılarak Türkiye’deki ilgili kurumlara, kuruluşlara ulaşmak istiyoruz. Planımız, görünür kılacağımız beyin gücümüz olan bu kişilerden bizim gibi bir köprü aracılığıyla şirketler, kurumlar, kuruluşlar çok faydalanacak. Bu kişilerden gerek uzmanlıkları gerekse insan hakları, demokrasi anlamında Avrupa'da gördükleri yaşadıkları paylaşımcı kültür gibi değerlerden de Türkiye’nin yararlanmasını istiyoruz. Aslında hem ekonomik hem sosyal hem kültürel öyle bir köprü olma amacımız var” dedi.

Gözde Kara, Bi Dünya Kıvılcım Derneği olarak “Türk Promethe’ler – Cumhuriyet’in Öğrencileri Avrupa’da (1925-1945)” kitabında anlatılan aydınlanma öncüsü beyinler gibi Türkiye’ye yetişmiş beyinlerini yeniden kazandırmak istediklerini sözlerine ekledi.

Bu arada Bi Dünya Kıvılcım Derneği kurucu kadrosu, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Bilim Virüsü gibi yapılarla işbirliği halinde TED Üniversitesi’nin evsahipliğinde, yurtdışı tecrübesine sahip olduktan sonra ülkeye dönüş yapmış isimlerle ilk toplantısını da yaptı.

Burada NASA’da derin uzay iletişimi ve astrofizik alanında görev alırken yeni yılda artık Türkiye’ye dönüş yapma kararı alan Dr. Umut Yıldız kişisel deneyimini paylaştı. TTGV Genel Sekreteri Dr. Mete Çakmakçı da, gençlere ülkede çalışabilmeleri için ekosistem yaratılması ihtiyacını paylaştı. Bilim Virüsü kurucusu Şule Yücebıyık da, Türkiye’de işverenler açısından “yetenek krizi” sorunu bulunduğunu ve bunun giderilmesi için yetenekli gençlerle onları buluşturmak gerektiğini aktardı.