Türk Eğitim Derneği’nin 25 Yılına Dair Hatıra Fotoğrafı
Türk Eğitim Derneği Berlin, 25. yılını Noel tatilinde düzenlenen anlamlı bir gündüz etkinliğiyle kutladı. Program, derneğin kurucularından Rüştü Kam’ın 25 yılı özetlediği altı sayfalık bir konuşmayla başladı. Bu süreçte derneğin tarihine tanıklık eden birçok anı, etkinlik ve başarı öne çıkarıldı. Etkinliğe, Berlin Başkonsolosu İlker Okan Şanlı ve çok sayıda misafir katılarak derneğin çeyrek asırlık geçmişine şahitlik etti.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Rüştü Kam’ın ardından Başkonsolos İlker Okan Şanlı, derneğin Türk toplumu için önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Daha sonra gazeteci Ahmet Külahcı kısa bir konuşma yaparak derneğin çalışmalarını ve gönüllülük esasına dayalı emekleri övdü. Bu resmi konuşmaların ardından açık büfe davetlilere sunuldu ve etkinlik, derneğin geçmişini yansıtan bir fotoğraf sinevizyon gösterimiyle devam etti.
Rüştü Kam ve Gazeteci Ahmet Külahcı Konuşma Sırasında
25 Yıllık Emek ve Gönüllülüğün İzleri
2009 yılında Medya.Berlin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Ekşi’nin katkıları, bu kutlamanın unutulmaz detaylarından biriydi. Türk Eğitim Derneği çatısı altında yayımlanan Mocca Kültür Araştırma Dergisi, derneğin faaliyetlerini yansıtan 15’e yakın röportaj ve özel içeriklerle toplumsal hafızada yer edinmişti. Mustafa Ekşi, derginin hazırlanmasından dijital dünyadaki tüm faaliyetlerin organize edilmesine kadar derneğe hem maddi hem manevi destek sağlamış bir isimdi.
Etkinlik sırasında gösterilen sinevizyonda, Ekşi’nin çektiği fotoğraflar üzerinden derneğin tarihine duygusal bir yolculuk yapıldı. Ancak bu fotoğraflar aynı zamanda, yılların ne kadar hızlı geçtiğini ve dernekte tanışılan birçok güzel insanın artık aramızda olmadığını hatırlatarak hüzünlü bir etki bıraktı. Mocca Dergisi’nde yayımlanan röportajlar, derneğin bu süreçteki faaliyetlerini ve bireysel hikayelerini ölümsüzleştiren önemli belgeler olarak etkinlikte bir kez daha gündeme geldi.
Ahde Vefa ve Gönüllülüğün Karşılığı
Etkinlikte dikkat çeken bir diğer nokta, gönüllülük esasına dayalı emeklerin değeri ve ahde vefa kavramının eksikliği oldu. Mustafa Ekşi’nin ifade ettiği gibi, uzun yıllar boyunca tamamen gönüllülük esasına dayalı çalışarak derneğin başarısına katkı sunmuş kişiler, çoğu zaman yeterince takdir edilmediklerini hissediyor. Ekşi’nin şu sözleri ise gönüllülük kültürünün zayıfladığı toplumlara dair önemli bir eleştiriydi:
“Malesef yıllarca gönüllü emek verdiğim ve bunu Türk toplumunun menfaatlerini gözeterek yaptığım yılların sonunda bir teşekkürü hak ettiğimizi düşünmek sanırım mütevazılığımıza zarar vermez.”
Bu sözler, sadece bireysel bir serzeniş değil, aynı zamanda toplumun ahde vefa anlayışına yönelik bir eleştiri olarak okunabilir. Gönüllülük esasına dayalı faaliyetlerde, emeğin takdir edilmesi, sadece bireyler arası güveni artırmakla kalmaz, aynı zamanda daha sağlam toplumsal bağların kurulmasına da hizmet eder. Ancak, ahde vefanın eksik olduğu ortamlarda güven bunalımları ve bireysel egoların yükselişi kaçınılmaz hale geliyor.
Bir Toplumun Hafızası: Ahde Vefanın Önemi
Türk Eğitim Derneği’nin 25 yıllık geçmişi, yalnızca bireylerin çabasıyla değil, toplumsal dayanışma ve iş birliğiyle şekillenmiştir. Bu tür kurumlar, toplumun hafızasını taşıyan köprülerdir. Ancak bu köprülerin sağlam kalması için, bireysel emeklerin değerinin bilinmesi ve bu emeğe saygı gösterilmesi elzemdir. Ahde vefanın unutulduğu toplumlarda, sadece bireysel ilişkiler değil, kolektif hafıza ve dayanışma da büyük zarar görür.
Bugün, Türk Eğitim Derneği Berlin’in 25 yıl boyunca elde ettiği başarıların arkasında yatan gönüllü emeklere minnetle yaklaşmak, gelecekte benzer başarılara ilham verecek bir örnek olacaktır. Ancak bu minnettarlık, sadece sözde kalmamalı; emek sahiplerine yönelik somut bir teşekkür ve takdirle taçlandırılmalıdır.
Etkinliğe Katılan Aileler
Emek, Değer ve Gelecek
Türk Eğitim Derneği Berlin’in 25 yıllık tarihi, sadece başarı hikayeleriyle değil, aynı zamanda gönüllü emekleriyle şekillendi. Bu süreçte büyük katkıları olan Rahmetli Fatma Kam, Rahmetli Ahmet Yumuşak, Hüseyin Bozkurt, Yunus İnce ve Recai Şentürk gibi isimleri anmadan geçmek mümkün değil. Onların verdikleri emekler, sadece derneğin değil, Türk toplumunun Berlin’deki hafızasında silinmez izler bıraktı.
Ahde vefa, yalnızca bir erdem değil, aynı zamanda geleceğin inşasında bir gerekliliktir. Bu gerekliliği yerine getirmek, yalnızca bireyler için değil, toplumun bütünlüğü için de hayati önem taşır. Unutmayalım, vefasızlık sadece geçmişi silmekle kalmaz, geleceği inşa edecek temelleri de zayıflatır. Verdikleri emeklerle bu yapıyı güçlendiren herkese bir kez daha minnet ve saygıyla.
Diese Website verwendet Cookies, um Ihr Surferlebnis zu verbessern. Wenn Sie diese Website weiter nutzen, stimmen Sie der Verwendung von Cookies zu. Weitere Informationen über den Umgang mit Ihren Daten finden Sie in unserer Datenschutzrichtlinie.