Anayasa Değişikliği ve Milletin Beklentileri

Prof. Dr. Ersan Şen son günlerde kamuoyunda gündeme gelen yeni anayasa tartışmalarına sorduğumuz soru üzerine bize yazmış olduğu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.

Anayasa Değişikliği ve Milletin Beklentileri
Prof. Dr. Ersan Şen Avukat

İstanbul-

103 yıl öncesine giderek Kurtuluş Savaşı döneminin 1921 Anayasasına heveslenmek yerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin daha sağlam olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Millet Meclisinin kuruluşundan itibaren geçen süreç, Mondros Mütarekesi ve Sevr Barış Anlaşması ile başlayan zorlu bir mücadele sonucunda şekillenmiştir. Lozan Barış Anlaşması ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesi ve Cumhuriyet'in nitelikleri, 1924 Anayasası tarafından belirlenmiştir ve bu belge hala tartışmasız bir şekilde geçerliliğini korumaktadır.

İlgili Haber
Prof. Dr. Ersan Şen Konferansı Berlin'de Gerçekleşti

Anayasanın ilk dört maddesi ile 66. maddesi kırmızı çizgi olarak kabul edilmelidir ve değiştirilemezler. Ancak, bu maddeler korunmak kaydıyla, Anayasanın geniş kapsamlı bir değişikliğe gitme ihtiyacı varsa, bu değişiklik milletin onayı alınarak yapılmalıdır.

Anayasa değişikliği yapmak sorunları çözmez, önemli olan uygulamadır. Milletin temel sorunları bellidir ve çözüm yolu da bellidir. Anayasa değişikliğinin gerçek nedenleri üzerinde düşünmek gerekir. Parlamenter sisteme mi dönülecek, kuvvetler ayrılığı mı güçlendirilecek, bu netleştirilmelidir.

Milletin gerçek beklentileri arasında erken seçim veya Anayasa değişikliği değil, geçim derdi öne çıkmaktadır. Hayat pahalılığı ve ekonomik zorluklarla mücadele ettiğimiz bir dönemde, alınması gereken acil önlemler bellidir. Bu nedenle, vakit kaybetmeden herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir.

Hayat pahalılığı ve geçim sıkıntılarını Anayasa değişikliği veya erken seçim gibi kısa vadeli çözümlerle ele almak mümkün değildir. Bu gerçeği en çarpıcı şekilde gösteren örnek, 2017 Anayasa değişikliğidir. Gerçek meselelere odaklanmak ve milletin gerçek ihtiyaçlarına çözüm üretmek için daha derinlemesine bir yaklaşım benimsenmelidir.