Türkiye sahneye çıkarsa lüks turizmde Avrupa’nın lideri olur

Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, küresel lüks turizmde tarihi bir dönüşüm yaşandığını belirterek Türkiye’nin sahip olduğu ultra lüks kapasiteye rağmen Avrupa sahnesinde yeterince görünür olmadığını söyledi. Baraner, “Türkiye ışıkları açarsa Avrupa’nın lideri olur” uyarısında bulundu.

Lüks turizm küresel ölçekte kimlik değiştiriyor

Türk-Alman turizm uzmanı Hüseyin Baraner, lüks turizmin yalnızca pazar büyüklüğü açısından değil, tüketici davranışları ve ürün geliştirme modelleri açısından da yapısal bir dönüşüm yaşadığını ifade etti. Baraner’e göre lüks seyahat artık “yüksek fiyatlı tatil” değil, “kişisel bütünlüğü ve yaşam heyecanını besleyen rafine bir deneyim” anlamına geliyor.

Türkiye’nin son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde attığı adımların bu dönüşümde ülkeyi avantajlı hale getirdiğini belirten Baraner, buna rağmen Avrupa’da “kurumsal sahnenin” eksik olduğuna dikkat çekti.

Batı Avrupa’da ucuz tatil devri kapanıyor

Baraner, Batı Avrupa’da düşük maliyetli tatil alışkanlıklarının sona erdiğini, seyahat danışmanlarının artık hikâyesi olan, yüksek nitelikli ve kişisel lüks ürünlere yöneldiğini bildirdi. Yeni dönemde seyahat ofislerinin klasik satıştan uzaklaşıp “yaşam tasarımı danışmanlığına” evrildiğini aktardı.

Avrupa’nın yeni görünmez sınıfı: Healthy & Wealthy Travellers

Baraner, Avrupa’da 50 yaş üstü sağlıklı, varlıklı ve kişisel gelişime odaklı yeni bir müşteri sınıfının yükseldiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu kitle sade ama rafine deneyimleri arıyor. Almanya’da yıllık tatil ve kişisel bakım hacmi 82 milyar Euro’ya çıktı. Kişi başı premium tatil harcaması 5 bin ile 18 bin Euro arasında. Sağlık, wellness ve longevity için ilave 2-7 bin Euro bütçe ayrılıyor.”

Özel uçak kullanımının yüzde 22 arttığını, lüks acentelerde ciro artışının ise yüzde 7 seviyesine yükseldiğini ifade etti.

Yeni lüks: Sadelik, sağlık ve kişisel deneyim

Baraner’e göre yüksek sesli, kalabalık ve gösterişli tatil anlayışı geride kaldı. Yeni lüks; sessizlik, kişisel bakım, özgün gastronomi, wellbeing ve uzun yaşam programları gibi rafine deneyimlerle tanımlanıyor.

Müşterilerin artık “Kaç gün?” yerine “Hangi şef?”, “Hangi doktor?”, “Hangi terapi protokolü?” sorularını yönelttiğini söyleyen Baraner, “Lüks tamamen bilgi, uzmanlık ve kişisel tasarımla belirleniyor” dedi.

Avrupalı acentelerden net mesaj: ‘Türkiye’yi satmak istiyoruz’

Avrupa’daki lüks turizm acentelerinin Türkiye’ye ilgisinin yüksek olduğunu belirten Baraner, en büyük beklentinin “kurumsal bir lüks destinasyon hikâyesi” olduğunu söyledi.

“Avrupalı acenteler Türkiye’ye açıkça ‘Hikâyeyi verin, Türkiye’yi satmak istiyoruz’ mesajı iletiyor. Talep var, potansiyel büyük fakat Türkiye henüz sahneye tam çıkmış değil.”

Türkiye’nin lüks ürünü var ama Avrupa sahnesinde görünür değil

Baraner, Viyana’da Connaisseur Circle uzmanlarının ortak değerlendirmesine dikkat çekti:

“Türkiye’nin lüks ürünü ve hizmet kalitesi çok yüksek; fakat Avrupa’daki lüks sahnede sesi hâlâ yetersiz.”

Suudi Arabistan örneğini hatırlatan Baraner, Türkiye’nin benzer biçimde kurumsal bir lüks turizm platformu kurması gerektiğini vurguladı.

200’ün üzerinde ultra lüks tesis, Akdeniz’in en güçlü rotalarından biri

Türkiye’nin ultra lüks kapasitesine ilişkin şu bilgileri verdi:

• 200’ü aşkın ultra lüks tesis
• Belek’in premium kapasitesi, Dubai ve Mauritius toplamından büyük
• Bodrum–Göcek hattı, Akdeniz’in en güçlü yacht-villa üçgenlerinden biri
• Healthy & Wealthy segmentinde Türkiye’nin günlük fiyat seviyesi 400–700 Euro

Baraner, “Türkiye’nin hikâyesi ürünün gerisinde kalmamalı” dedi.

Türkiye mutlaka yıllık bir lüks turizm zirvesi düzenlemeli

Baraner’e göre Türkiye’nin yapması gereken en kritik hamle, Avrupa’da yılda bir kez düzenlenecek kurumsal bir lüks turizm zirvesi oluşturmak.

Bu platformun Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından yürütülmesi gerektiğini belirten Baraner, zirvenin Avrupa’daki tüm lüks danışmanlarını, wellness uzmanlarını, gastronomi yazarlarını ve premium seyahat profesyonellerini Türkiye için bir araya getireceğini söyledi.

En zayıf halka: havalimanı süreçleri

Baraner, Türkiye’nin hizmet kalitesinin dünya standartlarını aşmasına rağmen havalimanı süreçlerinin lüks segmentte ciddi sorun yarattığını söyledi.

CIP hizmetlerinde standartların değiştiğini, özel uçak işlemlerinde fiyat ve hız dengesinin sorunlu olduğunu vurgulayan Baraner, “Türkiye’nin otelde sunduğu mükemmel hizmet ile havalimanı sürecinin uyumsuzluğu bu segmentte ciro kaybı yaratıyor” dedi.

“Türkiye ışıkları açarsa Avrupa’da lider olur”

Baraner, Türkiye’nin otelleri, gastronomisi, doğası, tarihi ve hizmet kültürüyle dünyanın en güçlü destinasyonları arasında olduğunu belirterek şu çağrıyı yaptı:

“Türkiye zaten hazır. Eksik olan yalnızca sahne. Zincir tamamlanır, yıllık zirve ve hikâye kurumsallaşırsa Türkiye Avrupa’nın lideri olur. Tek gereken ışıkları açmak.”