Zayıflık hala moda dünyasına hakim

Son zamanlarda moda defilelerinde kilolu mankenler boy gösterse de veriler, markaların defilelerde tanıttıkları kıyafetlerinin yüzde 95’ten fazlasının sıfır bedene yakın olduğunu söylüyor. Uzmanlar, moda sektörünü ‘fat-washing’ yani kilo ile göz boyama ile suçluyor

Zayıflık hala moda dünyasına hakim
Son zamanlarda moda defilelerinde kilolu mankenler boy gösterse de veriler, markaların defilelerde tanıttıkları kıyafetlerinin yüzde 95’ten fazlasının sıfır bedene yakın olduğunu söylüyor.

Her ne kadar moda dünyasının kıvrımlı hatları benimsediği iddiaları olsa da veriler, kilonun hala moda sektöründe bir sorun olduğunu gösteriyor.

Bir uzman bu durumu, “fat-washing” ya da kiloyla göz boyama olarak tanımlıyor.

Son yıllarda Paloma Elsesser gibi bazı büyük beden mankenler medyanın ilgisini çekse de rakamlar bu kişilerin moda sektöründe yok denecek kadar küçük bir azınlık olarak kaldığını gösteriyor.

Vogue Business, geçtiğimiz sezon New York, Londra, Milano ve Paris'te düzenlenen 219 defilede tanıtılan 9 bin 137 kıyafeti inceledi ve bunların binde 6'sının büyük beden olduğunu buldu.

Büyük beden, ABD beden standartlarında, aslında Amerika'daki bir kadın için ortalama beden ölçüsü olan 14 veya üzeri olarak tanımlanıyor.

Defilelerde tanıtılan kıyafetlerin yalnızca yüzde 3,8'i 6 ve 12 arası bedendeydi.

Bu duruma göre, tanıtılan kıyafetlerın yüzde 95,6’sı ABD standartlarında 0 ve 4 beden arasında.

Milano'da moda sosyolojisi dersi veren Paolo Volonte, markaların eleştirileri savuşturmak için kıvrımlı hatta sahip birkaç manken kullandığını söylüyor.

AFP'ye verdiği demeçte, "Bu kilo ile göz boyama oluyor" diyen Volonte, sektörün kıvrımlı hatlara sahip mankenleri kullanmasını, sanayi şirketlerinin boş iklim vaatleri vermekle suçlandığı "yeşille göz boyama" eleştirileriyle karşılaştırdı.

Volonte moda şirketleri için, "Defilelerinde kapsayıcılık göstermek için kıvrımlı modeller kullanıyorlar ama aslında bu, idealleştirilen zayıflığın tiranlığına dayalı bir sistemi korumak ve sürdürmek için yapılıyor" dedi.

20 yaşındaki model ve hukuk öğrencisi Ekaterina Ozhiganova, lüks markaların "normal insanları temsil etmeyi reddettiğini" söylüyor.

AFP'ye verdiği demeçte Ozhiganova, ‘medium’ bedendeki kadınlara "sıklıkla ya kilo vermeleri ya da kendilerini XL'a kadar zorlamaları söyleniyor" dedi. Ozhiganova, "İkisi de sağlıklı değil" diye ekledi.

“İşin gerekliliği”

Ozhiganova'nın savunuculuk grubu Model Law, 10 mankenden dokuzunun, vücutlarını değiştirme konusunda baskı hissettiğini ortaya koyan bir anket gerçekleştirdi. Bu kişilerin yarısından fazlası bu baskıyı düzenli hissettiklerini söyledi.

Ozhiganova, "Bu konu hakkında konuşmak onlar için çok zor" dedi.

Ozhiganova, "Şikayet edersen herkes 'Canım, bu iş böyle' der" diye ekledi.

Kiloların işin parçası haline nasıl geldiği ise tarihe bakarak anlaşılabilir.

Volonte, incelik takıntısının endüstriyel üretim tekniklerinin doğuşuna kadar uzandığını söylüyor.

Daha önce tasarımcılar kişiye özel kıyafetler üretiyordu. Seri üretim çağında, daha büyük boyutlara ölçeklendirdikleri küçük şablonlar kullanıyorlar.

Ancak bu yalnızca belirli bir boyuta kadar işe yarayabilir çünkü yağ ve kas, vücut şeklini daha karmaşık şekillere dönüştürebilir.

Volonte, "Daha büyük bedenlerde kıyafet üretmek ve satmak çok daha pahalı ve daha fazla uzmanlık gerektiriyor" dedi.

Aynı zamanda, zayıflık, vücudunuz üzerinde çalışmak için zaman ve paraya sahip olmak gerektiği için zenginlikle sıkı bir şekilde ilişkilendirilmeye başlandı. Bu ilişkilenme, reklamcılık ve moda endüstrisinin günlük uygulamaları tarafından derinlere işlendi.

“Fantezi dünyası”

Sıfır beden mankenlerin gençlerde anoreksiyayı teşvik ettiğine dair korkuların yayıldığı 2000'li yılların başından bu yana bu konuda bazı şeyleri değiştirme çabaları oldu.

Fransa, 2017'den bu yana mankenlerin tıbbi muayeneleri geçmesini şart koşarken, ülkenin en büyük iki lüks ürün holdingi LVMH ve Kering, sıfır beden mankenler ile çalışmayı bırakma sözü veren sözleşmeler imzaladı.

Ancak bedenlerin bir markadan diğerine değişmesi nedeniyle bu sözleri uygulamak zor.

Tasarımcılar da herkes gibi statükoya hapsolmuş durumda.

Seçkin modacı Muhammed Ashi, ırk ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın modada oldukça iyi bir şekilde ele alındığını savunurken beden meselesinin çetrefilli olduğunu söylüyor.

AFP'ye verdiği demeçte Ashi, "Bundan kaçınmaya çalışmıyoruz, ancak endüstriyel açıdan bakıldığında büyük beden bir elbise üretemiyoruz. Gösterdiklerimizi satıyoruz ve müşterilerimizi şahsen tanıyorum. Bu sadece iş" dedi.

Modacı Julien Fournie defilesinde hamile mankenler kullanmış. Fournie, en sevdiği model Michaela Tomanova'nın "her yerinin diğerlerinden altı santimetre daha fazla" olduğunu söylüyor.

Fournie, "Moda, moda olarak kalmaya devam ediyor. Bu bir fantezi dünyası ve bu hiçbir zaman temelden değişmeyecek" diyor.