Göründükleri Gibi Değil

Göründükleri Gibi Değil: FETÖ’nün Almanya’daki Maskesi Düşüyor

Göründükleri Gibi Değil
Der Spiegel’in 2018 tarihli “Schöner Schein” başlıklı FETÖ dosyasının ardından, Türk ulusal basını Almanya’nın bu yapıya uzun süre sessiz kalmasına sert tepki gösterdi. Manşetlerde “Nihayet gördüler”, “Almanya uyandı” ve “Günaydın Şansölye” gibi başlıklarla Berlin yönetiminin geç farkındalığı eleştirildi. Alman Dışişleri’nin gizli raporu, FETÖ’nün Almanya’daki organize yapılanmasına dair ilk resmi uyarı olarak kayda geçti.
Almanya, uzun yıllardır kendisini demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğünün güvenli limanı olarak konumlandırdı. Ne var ki bu özgürlük ortamı, yalnızca gerçek mağdurlara değil, aynı zamanda örgütsel hedeflerle yurt dışına kaçan yapıların da sığınağına dönüştü. Bunların başında ise FETÖ geliyor. Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin sorumlusu olarak gösterilen FETÖ, Almanya’da kendini “ılımlı İslam”, “diyalog”, “eğitim” ve “entegrasyon” gibi kavramların ardına gizleyerek konumlandırıyor. Ancak perde arkasındaki gerçek, çok daha sistematik, çok daha karanlık.
Sivil Toplum Maskesiyle Gizlenen Hiyerarşi
Der Spiegel dergisinin 2018 yılında yayımladığı kapsamlı haberde (Sayı: 24 / 9 Haziran 2018), Almanya’da faaliyet gösteren FETÖ yapılanmasının nasıl organize olduğu detaylarıyla ortaya kondu. Habere göre, Almanya’daki bu yapılar yüzeyde entegrasyon projeleri, eğitim kurumları ve kültürel etkinliklerle varlık gösterirken; içlerinde gizli bir emir-komuta zinciri ve hiyerarşik yapılanma işliyor.
FETÖ’den ayrılan bir hukukçu, Spiegel’e verdiği röportajda şu cümleyi kuruyor: “Ben sadece bir araçtım. Asıl sorumlular geri plandaydı.” Bu ifadeler, yapının karar alıcılarının hiçbir zaman kamuya açık bir zeminde görünmediklerini, ama her zaman perde arkasından yönlendirdiklerini gözler önüne seriyor.
Gizli Paralel Yapılar ve Emirle Atanan İmamlar
Haberde, sözde demokratik yapılar içinde yer alan dernek ve vakıfların, aslında yukarıdan aşağıya belirlenmiş görev zincirleriyle çalıştığı vurgulanıyor. Kararlar dernek başkanları tarafından değil, bölge imamları üzerinden alınmakta; her imamın üzerinde ise ülke imamları yer almakta. Örneğin Almanya imamı, Türkiye dışındaki bütün faaliyetleri koordine eden kişi olarak tanımlanıyor.
Bu hiyerarşi içinde kadın-erkek ayrımının dahi özel olarak kodlandığı belirtiliyor. Etkinliklerde kadınların ve erkeklerin ayrı oturtulması, kadınların sadece “şura” süsü verilen toplantılara davet edilmesi ve karar süreçlerine katılmalarına izin verilmemesi gibi detaylar, örgütün iç yüzünü ele veriyor.
Seküler Vitrin, Otoriter İç Yapı
Der Spiegel’in görüştüğü uzmanlar ve eski mensuplar, yapının dışa dönük söylemleriyle içte uyguladığı metotlar arasındaki farklara dikkat çekiyor. Almanya’daki FETÖ okullarında çalışmış bir kişi şu ifadeyi kullanıyor: “Dışarıda demokrasi anlatılıyor ama içeride tartışma değil, sadece itaat var.”
Bu çift yüzlülüğün arkasındaki temel amaç, kamusal görünürlüğü yüksek ama denetimi zor bir alan yaratmak. Dernekler, eğitim kurumları ve kültür merkezleri sayesinde Alman kamuoyuna “barışçıl” bir imaj çizilirken, içteki kapalı yapı sayesinde örgütsel sadakat korunuyor.
Sistematik Fişleme ve Yalıtma
Aynı haberde yer verilen başka bir çarpıcı bilgi ise FETÖ’nün bireyler üzerindeki kontrol mekanizması. Ailelerinden koparılan gençler, evlilik kararlarında bile örgütsel emirle yönlendiriliyor. Bazı eski üyeler, annesi-babasıyla görüşmesini yasaklayan talimatlar aldığını ve bu talimatlara uymayanların “vefasız” ilan edildiğini söylüyor.
Bu noktada dikkat çeken ifade şu: “İmam seni evlendirir, imam seni görevlendirir, imam seni yalnızlaştırır.”
Almanya’da Artan Tedirginlik
Spiegel’in haberine göre, Almanya Dışişleri Bakanlığı da FETÖ yapılanmasını artık daha temkinli değerlendirmeye başlamış durumda. Ankara’daki Alman Büyükelçiliği’nin 2018’de Berlin’e gönderdiği gizli bir raporda, “Bu yapı devleti ele geçirmek istiyor olabilir.” ifadeleri geçiyor. Aynı raporda, FETÖ’nün yapısı “organize suç örgütü” mantığına benzetiliyor.
Kaynaklar ve Derinleşen Soru İşaretleri
Haberde görüşlerine başvurulan İslam araştırmacısı Friedmann Eißler, FETÖ’nün sadece bir eğitim hareketi değil, bir “dini-siyasi ideolojiye sahip kapalı yapı” olduğunu söylüyor. Spiegel’in içeriği, sadece tanıklıklara değil, kurumlara ait belgeler ve resmi açıklamalara da dayandırılıyor. Bu da haberin güvenilirliğini artırıyor.
Göründükleri Gibi Değil
FETÖ, Almanya’da sivil toplum görünümlü bir örgüt olarak faaliyet göstermekte, demokrasi, diyalog ve eğitim kavramlarını araçsallaştırmaktadır. Ancak Alman basınında çıkan ciddi araştırma dosyaları, bu yapının çok daha derin, çok daha hesaplı bir yapılanma olduğunu gözler önüne sermektedir. Maskeler düşüyor; gerçek yüz, artık daha net görünüyor.
Kaynaklar:
• Der Spiegel, Nr. 24 / 9.6.2018, “Schöner Schein”
• Ercan Karakoyun, Stiftung Dialog und Bildung
• Friedmann Eißler, Evangelische Zentralstelle für Weltanschauungsfragen
• Almanya Dışişleri Bakanlığı gizli raporu (Şubat 2018)
• Röportajlar: Ahmet Metin (anonim eski üye), Hakan Korkmaz (eski cemaat mensubu)