Zaman Kanatlanırsa: Berlin’de Bir Edebiyat Gecesi
Almanya günlerimizin bugünkü durağı: Tagesbort Cafe.
Medya Berlin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Ekşi’nin konuğuyum.
Söyleşi ve imza günü.
Kültür, sanat, edebiyat ve eğitim üzerine bir söyleşi ve şiir dinletisi.
Elçilik ve Milli Eğitim mensupları, şairler, Berlin’de oturan Türkler...
Ve diğer konuklar.
Söyleşi arasında şiir okumaları, kitaplarım ve başka kitaplar hakkında kısa açıklamalar...
Ardından imzalar...
Sıcak, samimi bir atmosfer.
Sonunda topluca bir fotoğraf karesi içinde yer alıyoruz.
Ve aniden, avuçlarımın arasına bırakılan imzalı bir kitap:
Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yer alan, Duisburg kentinin yedi ilçesinden biri olan Hamborn 1972 doğumlu Lütfiye Güzel’den "faible"
“Sn. Nusret Karaca, Saygılarımla” notu düşülerek!
Merhaba Gazetesi, Lütfiye Güzel’in şiirlerini duru, akıcı ve hisli olarak yorumlamış.
“Süslü cümlelerden uzak, ama insana yakın; içinizden geçen ses gibi...” diye de eklemiş.
Lütfiye Güzel yalnızca faible*ile kalmamış...
* Heart-Terrorist: Poems (2012) - Kalp Teröristi
* Let’s Go Güzel! Kurzgeschichten & Gedichte (2012) - Hadi Güzel! Kısa Hikâyeler ve Şiirler
* Trist olé! Gedichte (2013) - Üzgün olé – Şiirler
* Pinky Helsinki: Notizen... (2014) - Küçük Helsinki – Notlar
* Hey Anti-Roman* (2015)
* Oh, no! Novelle* (2016) - Ah, Hayır! – Novella
* Hadi Hugs: Selbstgespräch* (2016) - Hadi Sarılmalar – Monolog
* Ve!
* faible? Best of (2017) – Zayıflık – En İyisi
Şimdi faible'dan birkaç dize:
ich bin
eine träumerin
ich kann alles
& genau das ist der grund
für meinen gelassenen
nervenzusammenbruch
Ben
bir hayalperestim
her şeyi yapabilirim
& sakin sinir krizimin tam da sebebi bu
Evet!
Berlin günlerimin gecikmiş bir yazısı gibi oldu bu!
Ancak yaşanmış hiçbir anıyı boş geçirmemeye çalışır,
ne zaman olursa olsun uygun bir zaman diliminde yazıya dökerim.
“Yaşanmışlıkları rüzgâra bırakma. Sen topla ve yaz; sayfalar kanatlansın,” derim.
Bir zamanlar Alibeyköy Lisesi’nde öğrencim olan Mustafa Ekşi ile, yıllar sonra Berlin’de onun moderatörlüğünde bir etkinlikte yer almak...
O da ayrı bir mutluluk, ayrı bir gurur, ayrı bir onur!
Şimdi bu sayfalar kanatlanır, Berlin’e uçar mı bilemem.
Ben eninde sonunda yazdım ya...
Oh be!