NSU Kurbanı Halit Yozgat’ın Ölümünün Üzerinden 19 Yıl Geçti
İlker Duyan: NSU Cinayetlerinde Hâlâ Aydınlatılmamış Noktalar Var
Bugün 6 Nisan 2025. Halit Yozgat’ın Kassel şehrinde, aşırı sağcı terör örgütü NSU tarafından öldürülmesinin üzerinden tam 19 yıl geçti.
NSU Cinayetleri: 2000 – 2007 Almanya
Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Theodoros Boulgarides, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat ve Michèle Kiesewetter…
Halit Yozgat, NSU’nun ırkçı cinayet serisinin dokuzuncu kurbanıydı. Her ne kadar NSU 2007 yılında polis memuru Michèle Kiesewetter’i de öldürmüş olsa da, bu cinayet sözde “Ceska cinayetleri” kapsamında değerlendirilmemişti.
Bir Annenin Feryadı: “O benim hayatımdı.”
Halit Yozgat’ın Kassel’de öldürülmesinden yıllar sonra, annesi Ayşe Yozgat 2017 yılında şu sözleri söyledi:
“Onu 21 yaşına kadar büyüttüm. O benim tek oğlumdu. Ve on oğlum olsa bile: O benim hayatım oldu, benim her şeyim, benim çocuğum. Defalarca sorguya çekildim, tekrar tekrar. Onun uyuşturucu kullandığı, yeraltında bir şeyler yaptığı, mafya ile bağlantısı olduğu söylendi. Bir anne için bunu duymak çok zor. Tüm bu iddiaları dinlemek katlanılmaz. Şunu söylemeliyim ki, bu yüzden psikolojik olarak acı çektim ve ruhsal dengemi kaybettim.
Beş yıl boyunca kendimi eve kapattım. Dışarı çıkamaz oldum. Çünkü insanların bana, ‘Oğlun ne yaptı böyle? Gazetelerde ne yazıyor? Şunu bunu okuduk.’ diyeceklerinden korkuyordum. Bu yüzden dışarı çıkamaz oldum. Kendimi tamamen eve kapattım.”
Cinayet Anı ve Andreas Temme’nin Rolü
Halit Yozgat, internet kafenin giriş bölümündeydi. Saat 17:00 civarında, katilleri dükkâna girdi. Muhtemelen hiçbir şey söylemeden doğrudan ona yöneldiler ve iki kurşunla onu infaz ettiler.
O sırada, internet kafenin arka odasında birkaç kişi bulunuyordu. Bu oda, giriş bölümünden görünmüyordu. O kişilerden biri, Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı çalışanı Andreas Temme idi.
Silah seslerinden sonra Temme hızla olay yerinden kaçtı, can çekişen Halit Yozgat’a yardım etmedi, polisi ya da sağlık ekiplerini aramadı. Polis günlerce kamuoyuna onun bir tanık olarak aranmakta olduğunu duyurmasına rağmen, Temme yetkililere başvurmadı.
Bugüne kadar Temme, cinayetten hiçbir şekilde haberdar olmadığını söylüyor. İnternet kullanımı için masaya biraz bozuk para koyarken, ne masanın üzerindeki kanı ne de masanın arkasında yatan Halit Yozgat’ı fark ettiğini iddia ediyor. Diğer tanıkların aksine silah seslerini de duymadığını söylüyor – ancak polis bunun neredeyse imkânsız olduğunu belirtiyor. Üstelik, tanık olarak arandığından da haberdar olmadığını iddia ediyor – oysa bu iddia kesin olarak çürütülmüş durumda.
Temme, defalarca yalan söyledi ve ancak inkâr edilemeyecek durumları kabul etti. Buna rağmen, anlattıklarıyla kurtulmayı başardı. Çünkü kendisi Anayasayı Koruma Teşkilatında çalışıyor ve Hessen İçişleri Bakanlığı ile hatta dönemin Hessen Başbakanı Volker Bouffier tarafından korunuyordu.

TBB Temsilen İlker Duyan, 6 Nisan 2017 tarihinde Kassel’de düzenlenen NSU kurbanlarını anma yürüyüşünde konuşma yaptı. Göstericiler, NSU tarafından katledilenlerin fotoğraflarını taşıdı ve “Kein nächstes Opfer” (Bir kurban daha olmasın) sloganıyla adalet talebini yineledi.
Forensic Architecture Raporu ve Teknik Kanıtlar
Halit Yozgat’ın Kassel’de öldürülmesinden tam on bir yıl sonra, Londra merkezli Forensic Architecture enstitüsünün araştırma ekibi, Kuzey Hessen’in büyükşehirlerinden biri olan Kassel’de, Anayasayı Koruma Teşkilatı çalışanı Andreas Temme’nin olaydaki rolüne ilişkin yeni bulgular sundu.
Junge Welt gazetesi, ön raporunda kriminal teknisyenlerin, Holländische Straße’deki internet kafenin genç sahibi Halit Yozgat’a ateş açıldığı sırada, Andreas Temme’nin bu silah seslerini duymuş olması gerektiğini kanıtladığını yazdı. Ancak…
CDU Temme’yi Savundu
Hessenli Hristiyan Demokratlar, NSU cinayetinin gerçekleştiği Kassel’de Anayasayı Koruma Teşkilatı görevlisinin rolüne dair kriminal teknik raporu “komplo teorisi” olarak nitelendirdi.
Devletin Aşırı Sağa Karşı İsteksizliği: Hanau ve Diğerleri
19 Şubat 2020 tarihinde Hanau şehrinde, Hessen Eyaletinde gerçekleşen ve 9 kişinin öldürüldüğü ırkçı katliam, Almanya’da devletin aşırı sağ ile mücadelede ne kadar isteksiz olduğunu bir kez daha gösterdi. Hessen Eyaleti, özellikle NSU cinayetlerinde dikkat çeken ihmalkârlıklarıyla biliniyor.
2006 yılında Kassel’de Halit Yozgat’ın öldürülmesi sırasında, Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatı memuru Andreas Temme olay yerindeydi. Ancak dönemin Eyalet Başbakanı Volker Bouffier, Temme’nin soruşturulmasını engelledi.
Daha da ötesi, Hessen Eyaleti’nde göçmen kökenli ve Yeşiller Partisi üyesi olan Başbakan Yardımcısı Tarek Al-Wazir, NSU cinayetlerine ilişkin dosyanın 120 yıl boyunca arşivlenmesine katkıda bulundu. Ancak 2 Haziran 2019’da Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’nin CDU’lu olmasına rağmen aşırı sağcı Stefan Ernst tarafından öldürülmesinden sonra bu süre 30 yıla indirildi.
Gizli Servis Denetimi ve Güvensizlik
Tüm bu gelişmeler, Almanya’daki demokratik yapı ve kurumlar üzerine ciddi bir gölge düşürdü. Bir partinin polis gücüne sahip olması, özgürlüklerin ciddi şekilde kısıtlanması anlamına geliyor.
Ve eğer bu parti ile istihbarat teşkilatı, Alman vatandaşlarına saldıran radikal gruplarla gizli bir ilişki içinde olma şüphesi altındaysa, artık iyi ve kötü kavramlarının ötesine geçilmiş demektir.
Bugün artık yeni bir döneme tanıklık ediyoruz. Devletin delil toplamayı engellediği ve zorlaştırdığı bu yeni dönem olağan dışı olmaktan çıkmış durumda.
Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın NSU ile ilgili çalışmaları üzerine hazırlanan dosyalar kesin bir hüküm vermemektedir. Çünkü kurumun kendisi bile ne bildiğini tam olarak bilmemektedir.
Tüm bu yaşananlardan sonra artık şu soru sorulmalı:
Anayasayı Koruma Teşkilatı bizi mi koruyor, yoksa biz mi ondan korunmalıyız?
Belki de daha doğru soru şu olmalı:
Yeni bir gizli servis denetim biçimine gerçekten ihtiyacımız var mı?
Schützt der Verfassungsschutz uns – oder müssen wir uns vor ihm schützen?
⸻
Yazan: İlker Duyan
NSU Davalarını Takip Eden STK Yön.Üyesi
İlgili Haber
Zschäpe’nin Arkasındaki İsimler: NSU Davasında Yeni Belgeler