“COP28’deki kazanım krizin boyutlarını inkara devam eden bir hile”

Dubai'deki İklim zirvesini takip eden Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı Dr. Ümit Şahin'e göre zirvede ana kirletici ülkeler anlaşma metnini manipüle etti kazanımları gölgeledi ve zirvede kazanım olarak sunulan belge iklim krizinin boyutunu inkara devam eden bir hile

“COP28’deki kazanım krizin boyutlarını inkara devam eden bir hile”
İklim zirvesinde elde edilen sonuç bazı çevrelerce eleştiriliyor

28. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP 28) ‘fosil yakıtlardan uzaklaşma’ çağrısıyla yetinildi.

Petrol zengini körfez ülkelerinin ev sahipliğinde yapılan zirvede, bu zafer mi yoksa bir göz boyama mı?

Defalarca değiştirilen Küresel Stok Sayımı karar metninde, pek çok ülkenin, iklim örgütlerinin ve bilim insanının ısrarla talep ettiği gibi fosil yakıtların aşamalı olarak durdurulması veya azaltılması yönünde açık bir taahhüt içermiyor.

Bunun yerine, “Enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan adil, düzenli ve eşitlikçi bir şekilde uzaklaşılması, 2050 yılına kadar bilime uygun olarak net sıfıra ulaşılması için bu kritik on yılda eylemlerin hızlandırılması” isteniyor.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı ve aynı zamanda Sabancı Üniversitesi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü olan Dr. Ümit Şahin zirveyi yerinde izledi. Şahin’e göre zirvede uzatmalara neden olan Körfez ülkeleri ve ana kirletici ülkeler anlaşma metnini manipüle ederek kazanımları gölgeledi.

Şahin, “Dubai’de COP28 kararları uzatmalarda kabul edildi. Fosil yakıtlardan çıkış ve geçişin bu zirvede gündemde olması tarihi bir kazanımdı. Ancak sonuç metni için aynı fikirde değilim. Taslaklarda olan fosil yakıtların terk edilmesi de yerini yenilenebilir enerjinin alması da metinden çıkarılmış. Zayıf bir fosil yakıtlardan uzaklaşma ifadesinin karara girmiş olması zafer sayılmaz. Bizi en aza razı ediyorlar. Üstelik en kirli ve en tehlikeli enerji olan nükleer çözümler arasında sayılıyor. Geçiş yakıtı ifadesiyle fosil gaza referans veriliyor. Karbon yakalama ve depolama teknolojileri (carbon capture and storage) CCS’ye defalarca vurgu var. Bunlar büyük skandal. Şimdi enerji dönüşümüne akmayan finansmanın bunlara gitmesinin önü açılacak” dedi.

Ümit Şahin'e göre iklim zirvesinden çıkan sonuç krizin boyutlarını inkar etme anlamına geliyor
Ümit Şahin'e göre iklim zirvesinden çıkan sonuç krizin boyutlarını inkar etme anlamına geliyor

VOA Türkçe için değerlendirmelerde bulunan Şahin, “Finansman yetersizliği vurgulandığı halde artırılmasına ilişkin dişe dokunur bir ifade yok. Batı iklim borcunu kabul etmemekte direniyor ve gelişmekte olan ülkelerin ve petrol devletlerinin ayak sürümesini kolaylaştırıyor. Çin, Hindistan gibi ülkeler savunma yapmaktan oynamıyorlar bile” diyor.

Eleştirilerinin yanı sıra Şahin olumlu noktaları şöyle sıraladı, “1,5 derece hedefinden sonra 2021’de önce kömürün ve şimdi de bütün fosil yakıtların üstü kapalı da olsa sorunun kaynağı olarak COP kararına girmesi Paris Anlaşması’nı genişlettiği için olumlu. Bu gelişme küresel iklim hareketinin başarısı. Ama çok yavaş ve yetersiz. 2C’ye doğru gidiyoruz ve çok geç kalınmış önlemleri bile almaktan uzak bir zirve oldu. Çok geç kalındı gerçek çözümler için. Bu krizin durdurmanın tek yolu fosil yakıtları terk etmek. Bunu herkes biliyor.”

Yaklaşık 200 ülkenin temsilcisinin iki hafta süren zorlu müzakerelerin ardından Dubai'de varılan anlaşma, iklim felaketini engellemek için son şans olarak yorumlanıyor. Şahin’e göre, zirvenin geride kalan iklim zirvelerinden farkı fosil yakıtlardan çıkışın gündeme gelmesiydi. Daha önceki zirvelerde emisyonlardan bahsedilirken bu zirvede iklim değişikliğinin ana faillerinden fosil yakıtları terk etme başat gündem oldu. Daha önce bunun imkansız olduğu yönündeki redler, dünyanın en sıcak yılı geride kalırken, ki bu ifade COP28 ana metninde yer aldı, çevrecilerin yoğun baskısı ile ortadan kalktı. Ancak sonuç metnini belirleyen, zirvenin temel çelişkisini gösteren petrol zengini körfez ülkeleri oldu. BAE devletine ait petrol şirketi ADNOC'un da başkanı olan Sultan Ahmet El Cebir'in COP28 Başkanı olmasının bir çıkar çatışması yarattığı yorumları yapılıyordu.

Şahin, “Bu durumunda da daha önceki zirvelerde aslında çok da etkili olmayan ve sessiz olan OPEC ülkeleri, işte Suudi Arabistan zaten hep etkindir ama onun dışında da Umman, Katar, Kuveyt vesaire bunların da sesinin çok çıktığını ve fosil yakılarla ilgili gelişmeleri engellemek için bir anlamda burada bir baskı kurduklarını gördük. Örneğin Irak daha önceki zirvelerde hiç konuştuklarını görmemiştim. Irak da dahil ev sahibi olma avantajıyla bölge ülkelerinin burada gelişmeleri bloke edici bir rol oynama anlamında çok fazla sesleri çıktı” diyor.

Kayıp Zarar Fonu ve Türkiye’nin tavrı

Şahin, zirvenin temel kazanımlarından biri olarak da geçen yıl kabul edilen Kayıp Zarar Fonu’nun bu zirvede hayata geçmesini gösteriyor. İklim değişikliğinde en az sorumlu olan ve iklim değişikliğinden en fazla zararı gören ülkelere yardım etmek üzere kurulan Finansal Destek Sağlama modeli uygulanmaya başlayacak. Bu fon için zirvede 700 milyon dolar toplanırken ihtiyaç duyulan tutar yıllık 500 milyar dolar.

Türkiye’nin bu fona katkı koymak yerine fondan talep eden pozisyonu zirvesi süresince tepki çekti.

“Bu daha çok kırılgan ülkelerin yararlandığı az gelişmiş ülkeler Afrika, Asya ülkeleri gibi ülkelere verilecek yardım. Burada ilginç olan Türkiye’nin kendisini bu fondan faydalanma çabasıydı. Türkiye kirletici ülke olarak 400 milyon ton karbondioksit ve 564 milyon sera gazı ile ilk 16’da olan bir ülke. Özetle Türkiye, dünyayı en çok kirleten iklimi en çok etkileyen ülkelerden bi tanesi."

Türkiye taahhütlere mesafeli kaldı ve fosil yakıttan çıkışı güçlendiren bir konumda yer almadı

Zirvede ülkeler beş yıllık küresel durum değerlendirmesinde bulundu. 2030 için verilen ulusal katkı beyanları ve beş yıllık taahhütler üzerinde çalışıldı. Zirveden çıkan karar metni bir sonraki beş yılı belirliyor.

Türkiye’nin taahhütlerini güncelleyen sekiz ülkeden biri olması olumlu karşılanırken, yeterli görülmüyor. Ümit Şahin, “Avrupa ülkeleri emisyonlarını düşürürken Türkiye çok hızlı arttırıyor. Hedefi azaltım değil sınırlama” eleştirisi getirdi. Bir diğer eleştiri son dakikaya kadar Türkiye’nin fosil yakıtlardan çıkışta bloke edici ülkeler arasında yer alması oldu.

452 delege ile zirvenin en yüksek katılımını sağlayan ülkelerden biri olan Türkiye'nin, bildiri, taahhüt ve vaatlere imza atmada, finans taahhütlerinde etkili olmadığı belirtiliyor.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Derneği Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye’nin imza atmadığı taahhütleri X’ten şöyle sıraladı: "Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü, Hidrojen Bildirisi, Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi, İklim ve Sağlık Bildirisi, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı, İklim, Yardım, Toparlanma ve Barış Bildirisi, Küresel Soğutma Taahhüdü, İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu, Küresel İklim Finansmanı Çerçevesine İlişkin Liderler Bildirisi."

Özenç, “Türkiye iklim değişikliği politikalarında sınıfta kaldı” dedi.

Ümit Şahin, "Türkiye’ye yönelik en büyük eleştirimiz şu. Türkiye net fosil yakıt ithalatçısı bir ülke. Fosil yakıt üreticisi olmayan fosil yakıt ithalatı nedeniyle ciddi cari açık veren, ekonomik kayba uğrayan bir ülke olarak, üstelik yenilenebilir enerji kaynakları bu kadar zengin bir ülke olarak, fosil yakıtlardan kademeli çıkış kararını ilk desteklemesi gereken ülkeydi" ifadelerini kullandı.

Şahin, "Bu bizim için hem diplomatik olarak hem ekonomik gelişmemiz açısından hem de iklim değişikliği açısından çok önemliydi. Fosil yakıtlara karşı olmak Türkiye'nin mevcut ve tarihsel sorumluluklarına da uygun bir tavır olurdu. Ama Türkiye maalesef bu konuda çekingen bir tavır sergiledi. Hatta fosil yakıtlardan çıkışın kendi ulusal katkı beyanına aykırı olduğu için küresel anlamda fosilden çıkışın metne girmesine son ana kadar karşı çıkanların safında yer aldı. Bu, Türkiye'nin yanlış bir konum aldığı görüntüsünü yarattı" dedi.

Çevre ve Şehircilik İklim Bakanlığı İklim değişikliği yetkilileri, eleştirilere dönük VOA Türkçe sorularına, haberin yayınlandığı saate kadar bir yanıt vermediler. Yetkililer zirve dönüşü Ankara’da bir basın toplantısı yapılacağını paylaşmakla yetindiler.

Zirvenin en etkileyici ülkesi Kolombiya oldu

Her COP’ta ekoloji desteği ile bir parlayan bir ülke oluyor. Ümit Şahin’e göre bu senenin parlayan ülkesi Kolombiya. Solcu Başkan Gustavo Pedro etkisi olarak yorumlanan Kolombiya çalışmaları ve zirve performansı iklim mücadelesi verenlerden tam not aldı.

Kolombiya, bir kömür ve petrol ihracatçısı olmasına rağmen fosil yakıtlardan çıkış kararını alan Petrol ve Gazın Ötesi İttifakı (BOGA)’ya girdi. Aynı zamanda Kolombiya bütün müzakerelerde fosil yakıtlardan çıkışı en ateşli savunan ülke oldu.

COP29 için Rusya’nın Avrupa’ya tavrı

2023 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı yaygın olarak kullanılan adıyla COP28, küresel ısınma ve küresel sera gazı salınım oranları azaltma amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen bir organizasyon.

Küresel sıralamada COP29’un bir Avrupa ülkesinde yapılması söz konusuydu. Ancak Rusya’nın COP29 iklim müzakerelerinin bir AB ülkesinde düzenlenmesine karşı çıkması, ülkeleri alternatif bulma çabasına soktu. Gelecek yılın COP’u yine bir petrol ülkesi olan Azerbaycan’da yapılacak. COP29’un Bakü'de yapılmasına ilişkin alınan karar, iklim aktivistleri ve hak savunucuları tarafından endişeyle karşılandı.

Fatma Yörür