ABD Anayasa Mahkemesi'nden Trump lehine karar: Trump'ın adı oy pusulasında kalacak

ABD Anayasa Mahkemesi, eski Başkan Trump'ı 6 Ocak Kongre baskınında rol oynadığı gerekçesiyle pusuladan çıkaran Colorado eyaletinin kararını bozarak Trump'ın adının pusulada kalabileceğine hükmetti. Karar, Cumhuriyetçi Parti ön seçim yarışını önde götüren Trump açısından zafer olarak niteleniyor

ABD Anayasa Mahkemesi'nden Trump lehine karar: Trump'ın adı oy pusulasında kalacak
ABD Anayasa Mahkemesi, eski Başkan Trump'ı 6 Ocak Kongre baskınında rol oynadığı gerekçesiyle pusuladan çıkaran Colorado eyaletinin kararını bozarak Trump'ın adının pusulada kalabileceğine hükmetti.

ABD Anayasa Mahkemesi, Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olarak seçime girmek ve yeniden başkan seçilmek için kampanya yürüten Donald Trump'a Pazartesi günü büyük bir zafer kazandırdı. Mahkeme, 6 Ocak 2021'deki Kongre Binası saldırısını kışkırttığı ve desteklediği gerekçesiyle anayasal bir hüküm uyarınca kendisini Colorado eyaletindeki oy pusulasının dışında bırakan yargı kararını bozdu.

Yargıçlar, Colorado'nun en üst mahkemesinin 19 Aralık'ta aldığı ve ABD Anayasası'nın 14. ek maddesinin Trump'ı bir daha kamu görevinde bulunmaktan diskalifiye ettiğini tespit ettikten sonra Salı günkü ön seçimde Trump'ı eyaletin Cumhuriyetçi Parti ön seçim oy pusulasından çıkarma kararını oybirliğiyle bozdu.

Trump, 5 Kasım'da yapılacak ABD seçimlerinde Demokrat Partili Başkan Joe Biden'a karşı Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığı için yürütülen ön seçim yarışını açık ara önde götürüyor. Trump'ın Cumhuriyetçi Parti adaylığı için geriye kalan tek rakibi ise eski Güney Carolina eski Valisi Nikki Haley.

Trump kararın hemen ardından sosyal medya platformunda "AMERİKA İÇİN BÜYÜK KAZANIM!!!" paylaşımını yaptı.

ABD Anayasası'ın 14. ek maddesinin 3'üncü fıkrası, "Birleşik Devletler Anayasası’nı destekleyeceğine" yemin eden ve daha sonra "buna karşı ayaklanma veya isyana karışan ya da düşmanlarına yardım veya yataklık eden" herhangi bir "Birleşik Devletler memurunu" görevden men ediyor.

Mahkemenin imzasız kararında, "Eyaletlerin, devlet görevinde bulunan veya bulunmaya teşebbüs eden kişileri diskalifiye edebileceği sonucuna varıyoruz. Ancak eyaletlerin Anayasa uyarınca federal makamlar, özellikle de başkanlık makamı ile ilgili olarak 3. fıkrayı uygulama yetkisi yoktur" denildi.

Yargıçlar, federal makam sahipleri ve adaylara karşı bu hükmü yalnızca Kongre'nin uygulayabileceğine karar verdi.

Trump, Maine ve Illinois eyaletlerinde de 14. ek maddeye dayanılarak oy pusulasından men edilmişti. Ancak bu kararlar Anayasa Mahkemesi'nin Colorado davasında vereceği karara kadar askıya alınmıştı.

Trump'ın seçilme yeterliliğine, dördü Cumhuriyetçi ve ikisi bağımsız olmak üzere Colorado'daki altı seçmenden oluşan bir grup tarafından mahkemede itiraz edilmişti. Bu grup, Trump'ı, Amerikan demokrasisine yönelik bir tehdit unsuru olarak tanımlamış ve destekçilerinin Kongre binasına 6 Ocak 2021'de yaptığı baskın için sorumlu tutulması arayışına girmişti.

Davacılar, liberal bir gözlemci grubu olan Citizens for Responsibility and Ethics in Washington (Washington'da Sorumluluk ve Etik için Vatandaşlar) tarafından destekleniyordu.

Karar, ABD başkanlık ön seçim sürecinde çoğu eyalette partilerin aday belirleme yarışlarının yapıldığı Süper Salı gününün arifesinde geldi. Trump'ın diskalifiye edilmesini amaçlayan davalar ülke genelinde artarken, adaylığının 50 eyalette de oy pusulasında yer almasının önündeki engelleri aşması büyük önem taşıyordu.

Anayasa Mahkemesi, aldığı kararla, Colorado'daki oy pusulası anlaşmazlığını hızlı bir şekilde çözüme kavuşturmuş oldu. Aslında bu, mahkemenin, Trump'ın 2020 seçim yenilgisini tersine çevirmeye çalışmakla suçlandığı federal bir davada cezai kovuşturmadan muaf tutulmasına ilişkin başvurusunu daha yavaş ele almasıyla tezat oluşturan bir durum. Trump'ın davası, Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklemek üzere askıya alındı. Bu da Biden'a karşı kampanya yürüten Trump açısından bir avantaj olarak değerlendirilebilir.

Colorado'daki anlaşmazlıkta yargıçlar, Trump'ın temyiz başvurusunu yapmasından sadece iki gün sonra davayı ele almayı kabul etti, tartışmaları hızlandırdı ve yazılı görüşü iki aydan biraz daha uzun bir sürede çıkardı.

Aralık ayında dokunulmazlık davasında yargıçlar, bir alt mahkemenin görüşünü bildirmesinden önce konunun çözümünü hızlandırma teklifini reddetmiş, geçen hafta ise alt mahkemelerin kararından sonra konuyu ele almayı kabul ederek tartışmaların çok daha uzun bir zaman dilimi olan Nisan ayı sonunda yapılmasını kararlaştırmıştı.

Anayasa Mahkemesi'nin 3 liberal yargıca karşı 6 muhafazakar yargıçtan oluşan çoğunluğu içinde Trump'ın atadığı 3 yargıç bulunuyor. Mahkeme, 2000 yılındaki tartışmalı ABD seçimlerini Demokrat Partili Al Gore'a karşı Cumhuriyetçi Partili George W. Bush'a kazandıran dönüm noktası niteliğindeki Bush v. Gore davasında verdiği karardan bu yana hiçbir başkanlık yarışında bu kadar merkezi bir rol oynamamıştı.

Kongre'nin Biden'ın 2020 seçim zaferini onaylamasını engellemek isteyen Trump destekçileri polise saldırmış, barikatları aşmış ve Kongre Binası'na akın etmişti. Destekçilerine önceden kışkırtıcı bir konuşmayla seslenen dönemin Başkanı Trump, yaygın oy sahtekarlığı iddialarını tekrarlamış ve Kongre Binası'na gidip destekçilerinden "deli gibi savaşmalarını" istemişti. Trump, daha sonraysa kalabalığı durdurması yönündeki çağrıları saatler boyunca reddetmişti.

ABD Anayasası'nın 14. ek maddesi, köleliğin uygulanmasına izin veren Güney eyaletlerinin ABD hükümetine karşı ayaklandığı 1861-1865 İç Savaşı'nın ardından onaylanmıştı.

Colorado'nun en üst mahkemesi Trump aleyhine karar verirken "Başkan Trump'ın yarattığı genel siyasi şiddet atmosferine" ve "ayaklanmacıların iktidarın barışçı bir şekilde el değiştirmesini engellemeye yönelik ortak yasadışı amaçlarına" yardım ettiğine atıfta bulundu.

Anayasa Mahkemesi 8 Şubat'ta tarafların argümanlarını dinlemişti. Trump'ın avukatı, bir başkanın "Birleşik Devletler memuru" olmadığı için diskalifiye maddesine tabi olmadığını, hükmün Kongre'den çıkan yasa olmadan mahkemeler tarafından uygulanamayacağını ve 6 Ocak'ta meydana gelenlerin utanç verici, suç teşkil eden ve şiddet içerikli olsa da bir ayaklanma olmadığını savunmuştu.

Öte yandan, yargıçlar oybirliğiyle sonuca katılmış olsalar da, mahkemenin üç liberal yargıcı ve muhafazakar Yargıç Amy Coney Barrett, mahkemenin 3. fıkranın yalnızca federal yasalar yoluyla uygulanabileceğini belirterek davayı çözmek için gerekenden daha fazlasına karar verdiğini söyledi.

Liberal yargıçlar Sonia Sotomayor, Elena Kagan ve Ketanji Brown Jackson, "Önemli ve zor meseleleri gereksiz yere karara bağlayan bir görüşe katılamayız ve bu nedenle sadece karara katılıyoruz" diye yazdı.

Yargıç Barrett, "Benim görüşüme göre, anlaşmazlıkları sertlikle büyütmenin zamanı değil. Mahkeme, başkanlık seçimlerinin yapıldığı çalkantılı bir dönemde, siyasi ağırlı olan bir konuyu karara bağlamıştır. Özellikle bu durumda, ulusal tansiyonil yükseltmemeli, düşürülmelidir" diye yazdı.

Barrett, "Mevcut amaçlar doğrultusunda, farklılıklarımız oybirliğimizden çok daha az önemlidir: Dokuz yargıç da bu davanın sonucu konusunda hemfikir. Amerikalılar’ın alması gereken mesaj budur" ifadelerini de ekledi.