Saadet Partisi Kongresi, Milli Görüş siyasetinde yeni bir bölünmeye neden olur mu?

Olağanüstü kongreye giden Saadet Partisi’nde Temel Karamollaoğlu genel başkanlık için Mahmut Arıkan’ı desteklediğini açıklarken, Parti Sözcüsü Birol Aydın da adaylığını ilan etti. Tarihi boyunca benzer ayrılıklara sahne olan Milli Görüş siyaseti, kongre sonrasında yine bir bölünme yaşar mı?

Saadet Partisi Kongresi, Milli Görüş siyasetinde yeni bir bölünmeye neden olur mu?
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu görevi devredeceğini duyurdu.

Saadet Partisi, 30 Haziran’da gerçekleştirileceği 3. Olağanüstü Kongresi’nde yeni genel başkanını belirleyecek.

Görevi devredeceğini daha önce duyuran Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan’a destek vereceğini açıkladı. Parti Sözcüsü, İstanbul Milletvekili Birol Aydın da genel başkanlık için yarışacağını ilan etti.

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın kurucusu olduğu Milli Görüş siyasetinde yine ayrılık rüzgârları yaşanacağı iddia ediliyor.

Gelenekçi kanadı temsil eden Recai Kutan’ın eşlik ettiği Temel Karamollaoğlu, Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan’ın aday gösterileceğini dün, 25 dakika önce duyurulan bir basın toplantısıyla duyurdu.

Öncesinde Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın, parti genel merkezinde ve partiye ait sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayımlanan basın açıklamasıyla genel başkanlığını ilan etmişti. Aydın’ın dün sabah Karamollaoğlu’yla görüştüğü ve genel başkan izniyle adaylık açıklamasını resmi hesaplar üzerinden yapabildiği aktarıldı.

Basın açıklamasının Saadet Partisi’nin resmi hesaplarından paylaşılması, Birol Aydın’ın genel merkezin adayı olduğu algısına neden oldu. Buna engel olmak üzere yaklaşık iki saat sonrasında Karamollaoğlu, kameralar karşısına geçti ve parti teşkilatında Mahmut Arıkan isminde uzlaşma olduğunu açıkladı.

Karamollaoğlu’nun, Arıkan’ı desteklemesine rağmen Aydın’ın adaylığını açıklaması üzerine Saadet Partisi’nde kongre süreciyle birlikte olası ayrılıklar olabileceği görüşü gündeme taşındı.

AK Parti’nin doğuşu Recai Kutan liderliğine tepkiyle nasıl olmuştu?

Geçmişten bugüne Erbakan’ın liderliğindeki partilerde, kongre süreçleri sonrasında önemli ayrılıklar yaşandı ve yeni partiler kuruldu.

Refah Partisi’nin 1998’de Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla kapanmasının ardından Fazilet Partisi kuruldu. Fazilet Partisi’nin Mayıs 2000’deki 1. Olağan Kongresi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Ağustos 2001’de kurulmasının gerekçesi oldu. O kongrede, siyasi yasaklı Erbakan’ın desteklediği, Gelenekçiler grubu adayı Malatya Milletvekili Recai Kutan genel başkanlığı kazandı.

2001’deki kongrede Recai Kutan 633 oy alırken, Kutan’la yarışan dönemin Kayseri Milletvekili Abdullah Gül 521 oy almıştı.
Recai Kutan’ın o kongrede Gül’e Şeyh Edebali'nin “Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açma. Son günlerde partimizdeki gelişmelerin, hangi mihraklarda, ne şekilde ele alındığına, kimin neyi, niye desteklediğine dikkat edin. Bazı insanlar vardır ki sizi övüyorsa, davanızda yanlış yapmaktasınız” sözleriyle seslenmesi dikkat çekmişti.

Abdullah Gül ve destekçileri kongre sonrasında Fazilet Partisi’nden istifa ederek, AK Parti’nin kurucu kadrosunu oluşturdu.

Ayhan Sefer Üstün yıllar sonra Fazilet Partisi’nin 2001’deki kongresine dair Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Recep Tayyip Erdoğan’ın kontrolündeki İstanbul ekibinin Abdullah Gül’e oy vermediğini ve böylece Erdoğan’ın Gül’ün liderliğine geçit vermediğini iddia etti.

Saadet Partisi’ndeki ilk kırılma: Numan Kurtulmuş adaylığı

Fazilet Partisi’nin Haziran 2001’de kapatılması üzerine Saadet Partisi, Recai Kutan’ın genel başkanlığında Temmuz 2001’de kuruldu. Necmettin Erbakan’ın, ölümüne değin Kutan’ın parti liderliğini sürdürme ısrarı ise ilerleyen yıllarda partide yeniden ayrılığa yol açtı.

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı görevinin ardından genel merkezde görev alan Numan Kurtulmuş, Erbakan’ın da onayıyla Recai Kutan’ın yerine Ekim 2008’deki 3. Olağan Kongre’de genel başkan seçildi.

Kurtulmuş, Saadet Partisi genel başkanı iken Erbakan’la fikir ayrılığı yaşadığını açıklayınca parti olağanüstü kongreye gitti ve Kurtulmuş Temmuz 2010’da yeniden genel başkan seçildi. Ancak Erbakan’a yakın isimlerce Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla bu kongre geçersiz kılındı ve parti yönetimine kayyum atandı. Bu duruma tepki olarak Numan Kurtulmuş, yakın kadrosu, 53 il başkanı ve 65 belediye başkanıyla birlikte Saadet Partisi’nden istifa etti.

Kurtulmuş, Kasım 2010’da Halkın Sesi Partisi’ni (Has Parti) kurdu. Ancak muhalefetten vazgeçerek partisini feshetme kararı aldı ve Eylül 2012’de AK Parti’ye katıldı.

Genel başkan adaylığı için yüzde 15 oranında delege desteği şartı var

Saadet Partisi tüzüğü uyarınca genel başkan adaylığı için kongre delege tam sayısının en az yüzde 15’i tarafından ya noter kanalıyla ya da Divan Başkanlığı’na imza verilmesiyle aday gösterilmesi şartı bulunuyor. Gerek Mahmut Arıkan’ın gerek Birol Aydın’ın bu şartı yerine getirebileceği vurgulanıyor.

Saadet Partisi’nin 3. Olağanüstü Kongresi’nde genel başkanlık seçiminde, gizli oylamayla, delege tam sayısının salt çoğunluğunun oyunu alma şartı aranacak. Eğer ilk iki oylamada, adaylardan hiçbirisi salt çoğunluk şartını sağlayamazsa üçüncü tur oylamada en çok oyu alan aday genel başkan seçilecek.

Bu arada Yeni Bir Dünya Sanayici ve İşadamları Derneği (YENİAD) Genel Başkanı Selman Esmerer, 10 Haziran’da genel başkan adayı olmak istediğini açıklamıştı. Dolayısıyla şu anda başkanlık yarışında üç aday adayı söz konusu.

Karamollaoğlu: "Partide temayül yoklamasında Arıkan ismi önde çıktı"

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Recai Kutan ve Mahmut Arıkan ile birlikte dün yaptığı açıklamada, genel başkan adayına, parti içinde temayül yoklaması sonunda karar verdiklerini ifade etti. Genel başkan yardımcılığına denk konumundaki Teşkilat Başkanlığı’nı yürüten Arıkan’ın, parti teşkilatlarının tercihi olduğunu aktardı.

Karamollaoğlu, “Olağanüstü bir kongreye gidiyoruz. Bunun tek sebebi benim sağlık durumum. Sağlık durumum bu görevi sürdürmeye izin vermiyor. Buna kas hastalığı diyorlar, sürekli ilaç kullanmak gerekiyor” sözleriyle neden aday olmadığını da açıkladı.

Temel Karamollaoğlu, daha öncesinde TV5’teki açıklamasında ise, “Sıra bize geldi. Erbakan Hoca'yla (Necmettin Erbakan) bizatihi çalışmış kişiler arasında herhalde bir ben kaldım. Ben de sağlık sebebiyle bu görevi bizden sonra gelecek, Erbakan Hoca'yı görmüş ama yakın bir çalışma içinde olmamış arkadaşlardan birisine bırakacağım” ifadesini kullandı.

Birol Aydın da parti yöneticileriyle birlikte adaylık açıklaması yaptı

Parti içindeki teamül yoklamasında kendisine destek verildiğini söyleyen Aydın’a ise adaylığını açıkladığı toplantıda, Genel Başkan Yardımcısı Ömer Abdullah Ayhan ve Seçim İşleri Başkanı Fatih Aydın eşlik etti.

Aydın, “Partimize sahip çıkmak için 20 yıldır, özellikle de son yedi yıldır, her şart altında genel başkanımızın gözünün içine bakarak, çabanın ve gayretin ve duruşu ortaya koyduğu bir zamanda bu emeğe ve duruşa sahip çıkmak için, Saadet Partisi kadroları olarak 2016’den bu yana ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine, toplumsal uzlaşmaya, kamplaşmanın ortadan kalkması için, geleceği farklılıklarla inşa etmek için, genel başkanımızın daha fazla yıpratılmasına imkân ve fırsat vermemek için, partimizin birliğini bütünlüğünü ve kardeşlik iklimini korumak için, 3. Olağanüstü Kongre’de genel başkanlığa aday olduğumu ilan ediyorum” dedi.

İstanbul İl Başkanı Yazıcı: "AK Parti lehine çalışanlar var"

Saadet Partisi Genel Merkezi’nde bugün iki ayrı genel başkan adayı açıklaması ardından İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı ise, kongre süreciyle birlikte AK Parti lehine çalışanlar olduğu iddiasını ortaya attı.

Temayül yoklamasında hatalar yapıldığını ve buna şahit olduğunu savunan Yazıcı, “Merhum Erbakan Hocamızın da uyguladığı şekliyle temayülün geniş katılımla Ankara'da yüz yüze yapılacak bir toplantı ile gerçekleştirilmesi arzumdu ancak bu kabul görmedi. Teşkilatımızın özü olan delegelerimize değer verip, Ankara'ya davet edilerek görüşlerinin alınması insanımızın içini rahatlatacaktı. Siyasi partilerin seçimli genel kurul süreçleri, ‘kim genel başkan olmalı’ sorusu üzerine düşünülen ve inşa edilen süreçlerdir. Zira bu sorunun cevabı, o siyasi partinin gelecek vizyon ve çalışmalarının da habercisidir. Ne yazık ki kongremize dair yürütülen süreç manipülasyonlar neticesinde süreç, ‘kim genel başkan olmalı’ sorusundan ziyade ‘kimi genel başkan yaptırmamalıyız’ hıncına dönüşmüş durumdadır. Bu asla kabul edilebilir bir durum değildir” dedi.

Parti teşkilatında rahatsızlık olduğunu kaydeden Yazıcı, “Saadet Partisi'nin genel başkanını geçmişte olduğu gibi bu süreçte de partimizin yetkili kurulları ve teşkilat mensuplarımız belirleyecektir. Son genel seçimlerde genel merkezin almış olduğu karara rağmen, 22 yıllık karnesi ortada olan Erdoğan ve AK Parti lehine çalışanlar, çıkartmış oldukları tezviratlar aracılığıyla aziz teşkilat mensuplarımızın iradesine ipotek koymaya kalkmaktadırlar. Bu vesileyle kongremizde genel başkanlık ve GİK üyeliği için birden fazla aday ve liste ile seçimlere gidilmesinde fayda bulduğumu ısrarla genel başkanımıza ilettim” açıklaması yaptı.

Yazıcı, X hesabında Birol Aydın’ın açıklamasını paylaşarak adeta bu isme desteğini de ortaya koydu.