Almanya’dan Kimler Seçildi, Neye Göre Seçildi?
Türk-Alman Medya Forumu: Almanya’dan Kimler Seçildi, Neye Göre Seçildi?
9 Nisan 2025 tarihinde düzenlenen Türk-Alman Medya Forumu, uzun yıllar sonra Türkiye ve Almanya arasında medya alanında yapılan en kapsamlı buluşmalardan biri olarak sunuldu. Programda açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun gerçekleştirdi. Ardından üç oturumda; iki ülke arasındaki medya iş birlikleri, diasporadaki Türk basınının rolü ve dezenformasyon çağında medyanın sorumlulukları ele alındı.
İlgili Haber
Türk-Alman Medya forumu’nda Küresel Medya Düzenine Eleştiri ve İşbirliği Çağrısı
Ancak özellikle Almanya’dan çağırılan bazı medya temsilcileri üzerinden forumun niteliği ve işlevi kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Berlin’de görev yapan basın müşavirliğinin yönlendirmesiyle yapılan bu tercihlerin, diaspora basınının gerçek sorunlarına ne derece ışık tuttuğu sorgulanmaya başlandı.
Geçmişten Günümüze Medya: Unutulan Hafıza
Almanya’daki Türk basını en son 2016 yılında Frankfurt’ta, BYGEM tarafından düzenlenen bir çalıştayda bir araya gelmişti. O toplantıda birçok medya kuruluşu sorunlarını açıkça dile getirmiş, çözüm önerileri geliştirilmişti. Ancak üzerinden geçen sekiz yılda çok şey değişti. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Almanya’daki medya alanında ciddi bir tasfiye yaşandı. Birçok gazeteci mesleğini bırakırken, çeşitli yayın organları da faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı.
Öte yandan FETÖ’ye yakın medya ağları Almanya’da daha da görünür hale geldi. Bölücü faaliyetleri artırarak sürdüren bu ağlar, Türk toplumunun medya temsiline büyük zararlar verdi. Tüm bu gelişmelere rağmen, bu yılki forumda yapılan bazı tercihler, Türk-Alman medya ilişkilerine dair umutları gölgede bıraktı.
Katılımcı Profili: Saygın İsimler ve Soru İşaretleri
Forumda davet edilen bazı isimler, hiç şüphesiz Almanya’daki Türk medyasının duayenleri arasında yer alıyor. Ahmet Külahçı, Hürriyet gazetesindeki uzun yıllara dayanan çalışmalarıyla Türk-Alman ilişkilerine dair haberleri titizlikle takip eden bir gazeteci. Geçtiğimiz yıllarda Almanya Cumhurbaşkanı ile birlikte Türkiye’ye yaptığı ziyareti haberleştirmiş ve “döner diplomasisi” gibi sembolik bir konuyu medyaya taşımıştı. Saygınlığı ve profesyonelliği tartışılmaz.
Dr. Latif Çelik de Almanya’daki Türk diasporasının kültürel hafızasını en iyi bilen isimlerden biri olarak öne çıkıyor.
Ancak forumda yer alan diğer bazı isimlerin hangi kriterlere göre seçildiği ciddi şekilde sorgulanıyor. Özellikle medya adına katılan bir televizyon yöneticisinin, çalışanlarının maaşlarını ödemediği, hakkında açılmış hukukî süreçlerin olduğu iddiaları ortadayken, bu ismin Ankara’ya davet edilmesi tepkilere neden oldu. Bu yönetici bir Türk kanalının batmasına vesile olduğu bilinirken Ankara ya daveti herkesi şaşırtı.
Bir diğer örnek ise, geçmişte Cumhurbaşkanlığına yönelik tehdit içerikli yayınlara kanalında imkan sağladığı gerekçesiyle Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği tarafından akreditasyonu iptal edilen bir yayın organının temsilcisinin foruma davet edilmesi. Bu kanalın, Almanya’da FETÖ karşıtı tek belgesel yapan medya kuruluşlarını itibarsızlaştırmaya çalıştığı da biliniyor.
Dahası, dezenformasyon oturumuna katılan bir diğer kişinin, geçmişte anonim isimlerle Türk tarihindeki önemli şahsiyetlere yönelik ağır ithamlar içeren konuşmaları kamuoyunun hâlâ hafızasında taze. Böyle bir ismin “medyanın sorumluluğu” başlıklı bir oturumda yer alması ise, forumun ciddiyetini zedeleyen bir başka unsur olarak görülüyor.
Sorular Cevapsız: Seçim Kriteri Neydi?
Tüm bu örnekler, şu sorunun daha güçlü şekilde sorulmasına neden oluyor: Bu forum için Almanya’dan kimler, hangi kriterlere göre seçildi? Bu sorunun muhatabı ise açık: Berlin Basın Müşaviri Hasan Kocabıyık.
Almanya’daki Türk medyasının temsil kabiliyeti ciddi biçimde azalmışken, bu forum gerçekten çözüm odaklı bir adım mıydı? Yoksa yalnızca sembolik bir fotoğraf mıydı?
İlgili Haber
Almanya’da Türkçe Medyanın Çöküşü: Bir Devrin Sonu
Sonuç Bildirgesi ve Beklentiler
Forumun sonunda bir sonuç bildirgesi yayımlandı mı, yayımlandıysa diaspora medyasının somut sorunlarına dair hangi çözüm önerileri geliştirildi? Basın çalışanlarının hakları, yayın organlarının desteklenmesi, dijital dönüşüm, dezenformasyonla mücadele gibi somut başlıklarda herhangi bir adım atıldı mı?
Bu soruların yanıtları, belki de bu forumun gelecekte tekrar düzenlenip düzenlenmeyeceğini de belirleyecek.
Medya, toplumun aynasıdır. Ancak o aynada kendini görmek isteyenlerin doğru temsil edilmesi gerekir. Aksi halde, bırakın sorunları çözmeyi, yalnızca sorunların üzerini örten bir perde işlevi görür.