Erdoğan: “İsrail devlet gibi davranmazsa örgüt muamelesi görecektir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin arabulucu olabileceğini belirterek, “İsrail bir devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele görecektir. Ne Gazze’de, ne İsrail’de, ne Suriye’de, ne Ukrayna’da çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz” dedi

Erdoğan: “İsrail devlet gibi davranmazsa örgüt muamelesi görecektir”
Erdoğan: “İsrail devlet gibi davranmazsa örgüt muamelesi görecektir”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin arabulucu olabileceğini belirterek, “İsrail bir devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele görecektir. Ne Gazze’de, ne İsrail’de, ne Suriye’de, ne Ukrayna’da çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz” mesajlarını paylaştı.

Erdoğan, 1 Ekim’de açılan yeni yasama yılı kapsamında bugün ilk AKP parti grubu toplantısında kürsüdeydi ve uluslararası gelişmelerin yanı sıra AKP 4. Olağanüstü Kongresi’nin ardından iç siyasete ilişkin yeni hedeflerini açıkladı.

Ortadoğu’da 7 Ekim günü Hamas’ın saldırısıyla başlayan çatışma ortamında sivil ölümlerine dikkat çeken Erdoğan, “Bizim hem kendi terörle mücadelemizde, hem de bölgemizdeki savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna inanıyoruz. Maalesef İsrail ve Gazze’deki çatışmalarda bu ilke çok ağır bir şekilde ihlal edilmektedir. İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze’deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz” dedi.

İsrail’in Gazze’ye ablukasına değinen Erdoğan, İsrail yönetimine seslenerek, “Elektriğini, giriş-çıkışlarını kesip, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, içinde sivillerin yaşadığı binaları yerle yeksan ederek, her türlü utanç verici yöntemle yürütülen çatışma, savaş değil katliamdır. Gazze’ye yönelik orantısız saldırıları dünya kamuoyu nezninde, İsrail’i hiç beklemediği bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, bütün bunları maharet gibi sunmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail bir devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele görecektir. Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz” diye konuştu.

Türkiye adına 9 Ekim Pazartesi gününden itibaren diplomatik görüşmeler için pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini anlatan Erdoğan, “Türkiye olarak arabuluculuk dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Ne Gazze’de, ne İsrail’de, ne Suriye’de, ne Ukrayna’da çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz” ifadesini kullandı.

Akşener: İsrail’in orantısız güç kullanımı Filistin’i sıkıştırdı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ortadoğu’daki savaşa ilişkin “Yıllardır İsrail’in sürdürdüğü orantısız güç kullanımı Filistin’i günden güne daha da daralan bir coğrafyaya sıkıştırdı” dedi.

Akşener, İYİ Parti Grubu toplantısında savaş hukukuna aykırı şekilde sivil ölümlerine dikkat çekerek, “Nasıl ki Hamas’ın uyguladığı terörün karşısında duruyorsak İsrail’in bayram günü Kudüs’te Müslümanlara ateş açan terörün de karşısında duruyoruz. Nasıl ki Hamas’ın sivilleri hedef alan eyleminin karşısında duruyorsak İsrail’in de ‘savaş’ diyerek meşru göstermeye çalıştığı ama Gazzeli sivilleri hedef alan eylemlerinin karşısında da duruyoruz. Masumları öldürüyorsan bu savaş değil, terördür. Asker-sivil ayrımı yapmıyorsan bu terördür. Hedefine sivilleri alan, kadın bedeni üzerinden çirkin ve kirli bir propagandaya dönüşen her türlü saldırı bir insanlık suçudur, bir ahlak suçudur, bir terör suçudur. Gazze’de yaşananlar terördür. Ve Hamas, yapmış olduğu bu eylemler ile Filistin halkının haklı mücadelesine kara bir leke sürmüştür. 1967 sınırları çerçevesinde, bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulma çabaları sürerken; bölgenin istikrara kavuşması için dünya kamuoyu destek verirken; bu terör eylemi en büyük zararı Filistin halkına vermiştir. Ve nitekim, yıllardır uluslararası hukuku çiğneyen İsrail’i bugün dünya kamuoyu nazarında mağdur haline getirmiştir. Dışişleri Bakanlığımızın bugüne kadar sergilemiş olduğu sağduyulu duruşu doğru buluyoruz. Eski hatalardan ders çıkartılmış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz” diye konuştu.

Karamollaoğlu: “Kudüs, Filistin bizim bir numaralı meselemiz”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Kudüs, Filistin bizim bir numaralı meselemiz. Hafta sonunda İstanbul’da bu konuyu gündeme getiren kapsamlı bir miting tertip edeceğiz” dedi.

Karamollaoğlu, son günlerde yaşananlarla ilgili İsrail lehine tek taraflı bir yaklaşım oluştuğunu ve propaganda yapıldığını belirterek, özetle neden Filistin’e destek verdiklerini şöyle anlattı:

“Filistin meselesini sadece Cumartesi gününden itibaren gündemine alanlar bizim bu konudaki duyarlılıklarımızı, hassasiyetlerimizi kesinlikle anlayamazlar. Filistin mücadelesini medya ve sosyal medya propagandası üzerinden okumaya çalışanlar kesinlikle bizi anlayamazlar. Üç çeyrek asırdır akan kan ve göz yaşını görmezden gelenleri, mazlumların feryatların kulak tıkayanlar bizim öfkemizi ve hüznümüzü asla anlayamazlar. İsrail’in 1948 yılında olağan bir biçimde kurulmuş, devlet olarak kurulmuş olduğunu zannedenler bizim hissiyatımızı kesinlikle anlayamazlar. İsrail’in gün be gün Filistin topraklarını işgal edişini adete seyretmiştir. Velisinin Amerika Birleşik Devletleri oldukları bildikleri bu şımartılmış çocuğun zulümleri karşısında diğer ülkeler her daim üç maymunu oynamayı tercih etmişlerdir. Hırsıza hırsız, katile katil, zalime zalim diyemedi bu insanlar. Bunu diyemeyenler, mazlumu suçlu ilan etmekten ise hiç çekinmediler, utanmadılar. Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını ve uluslararası hukuk kurallarını en çok çiğneyen ülke iyi bilinmeli ki İsrail olmuştur. BM, Avrupa Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gücü Allah aşkına bir İsrail’le yetmiyor mu? Yetmiyor maalesef. İnsanım diyen 75 yıldır emzikli bebeklerin, kundaktaki çocukların bombalar altında can verişi konusunda sessiz kalabilir mi? Müslümanım diyen ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın kirli postallarla çiğnenmesine, namaz kılanların gaz bombalarıyla hedef alınmasına nasıl sessiz kalabilirler? Oturdukları yerlerden ‘amalı fakatlı’ cümleler kurarak akıl vermeye kalkanlar, tahkir edici yorumlar yapanlara da diyoruz ki en azından bari gölge etmeyin. Yangına bir bardak su dökmüyorsunuz en azından bari benzin dökmekten imtina edin.”

Ortadoğu’daki savaşın Türkiye’ye etkisi konusunda Karamollaoğlu, “Amaç Büyük Ortadoğu Projesi, nihai hedefte bundan dolayı Türkiye’mizdir. Dün Irak’ta, bugün de Filistin’de yaşananlar Türkiye’yi teğet geçecek şeyler değildir. O nedenle Filistin de Filistin’den ibaret değildir, bu böyle bilinmelidir. Kudüs’ün özgürlüğü bir avuç mazlum Filistin halkının omzuna yüklenecek bir sorumluluk da değildir. Bu ağır sorumluluğu bir bütün olarak İslam alemi omuzlarında hissetmeli, bu konuda Türkiye de muhakkak üzerine düşen öncülüğü yerine getirmelidir” ifadesini kullandı.