Lozan’a Kumpas Diyenlere: Bu Milletin Tapusunu Yakmaya Kalkanlara Cevaptır
Tarih, inkârla değil; belgeyle yazılır
Gerçeklerle başlamak gerek
İlahiyatcı Rüştü Kam, 29 Temmuz 2025 tarihli yazısında Lozan Antlaşması’nı, “bir kumpas”, “bir hezimet”, hatta “Osmanlı’nın cenaze belgesi” olarak tanımlamaktadır. “Lozan’da imza atanlar, masa başında zafer değil; Osmanlı’nın cenaze belgesini imzaladılar”
Bu iddialar, yalnızca tarihsel gerçekleri çarpıtmakla kalmaz; aynı zamanda Türk milletinin verdiği bağımsızlık mücadelesini aşağılamaya yöneliktir. Lozan, emperyalizme karşı verilmiş silahlı direnişin diplomatik zafere dönüşmüş halidir. Bu antlaşmayı “mandacı zihniyetin ürünü” olarak nitelemek “Lozan’a ‘mandacı kafayla’ bakan yeni kadrolar devreye sokuldu” hem iftira hem de tarih bilmezliktir.
1.Kurtuluş Savaşı’nı Osmanlı mı kazandı?
Yazar şöyle soruyor:
“Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ordu, fiilen hâlâ Osmanlı ordusuydu.”
Bu, tarihî bir safsatadır. Gerçekler:
- 16 Mart 1920: İstanbul resmen işgal edildi. Osmanlı hükümeti işlevsiz hale getirildi.
- 23 Nisan 1920: TBMM kuruldu, millet egemenliğine dayalı yeni bir siyasi meşruiyet ortaya çıktı.
- 1 Kasım 1922: Saltanat kaldırıldı. Hukuken Osmanlı devleti sona erdi.
- TBMM, Padişah Vahdettin’in kaçışını ivedilikle belgeledi. Osmanlı’yı değil, milleti temsil etti.
Kaynak: TBMM Zabıt Ceridesi, 1 Kasım 1922 oturumu.
Anadolu’da emperyalizme karşı savaşan ordu, artık TBMM’nin ordusudur. Kumandanları eski Osmanlı subayı olabilir, fakat bu yeni bir siyasi iradenin ordusudur: Türk Milletinin ordusu.
2. “Sevr geçerli değildi, Lozan da gereksizdi” demek tarihsel cehalettir
Yazar diyor ki:
“Ortada geçerli bir ‘eski anlaşma’ yoksa, Lozan neyin yerine imzalandı?”
Bu, uluslararası hukuku bilmemekten kaynaklı bir ifadedir. Şöyle açıklayalım:
- Sevr, 10 Ağustos 1920’de imzalanmış; Osmanlı hükümetinin “şeklen” taraf olduğu ama Türk milleti tarafından reddedilmişti.
- Lozan, işgalin fiilen bitirilmesini ve Sevr’in uluslararası düzlemde çöpe atılmasını sağlamıştır.
- Yani Lozan, bir “alternatif” değil; seçilmiş Meclis’in meşru gücüyle emperyalizmi yenen bir halkın iradesini tescil eden belgedir.
Kaynak: Lord Curzon’un 1923 tarihli notları — “Lozan’da Sevr tamamen ortadan kalktı ve yeni statü kuruldu.”
3. Lozan: “Tasfiye belgesi” değil,
uluslararası tanınmanın hukukî metnidir
Yazar şu ifadeyi kullanıyor:
“Lozan, sadece bir antlaşma değil; Osmanlı’yı masa başında devreden çıkarma planının adıdır.”
Bu söylem, gerçek dışıdır. Çünkü:
- Osmanlı, hukuken 1 Kasım 1922’de kaldırıldı. Lozan, zaten ortada olmayan bir devleti tasfiye etmemiştir.
- Lozan’da temsilci İsmet Paşa, TBMM tarafından yetkilendirilmiş devlet adamıdır.
- Antlaşmayla Türkiye’nin:
- Sınırları çizildi
- Egemenliği tanındı
- Kapitülasyonlar kaldırıldı
- Osmanlı borçları paylaşıldı
- Yeni devletin meşruiyeti ilan edildi
Kaynak: Lozan Antlaşması tam metni, TBMM Arşivi.
4. Lozan sayesinde: Türkiye’nin “uluslararası tapusu” verildi
Rüştü Kam diyor ki:
“Lozan bir hiledir, hukuk dışı bir tasfiye metnidir, hezimettir.”
Tam aksine:
- Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu uluslararası belgesidir.
- 33 devlet tarafından resmen tanınmış, bugünkü sınırların temeli atılmıştır.
- Emperyalist devletlerle eşit statüde masaya oturulmuş, zorla değil müzakereyle imzalanmıştır.
Kaynak: Lord Kinross, “Atatürk: Modern Türkiye’nin Kurucusu”, s. 338-342.
Lozan bir teslimiyet değil, uluslararası bir zaferdir.
Rüştü Kam, Lozan heyetini şu şekilde aşağılamaktadır:
- “Mandacı kafayla bakan kadrolar…”
- “Uyduruk devlet kurdular…”
- “Masa başında Osmanlı’nın cenaze belgesini imzaladılar.”
Bu sözler, Cumhuriyet’i kuran kadrolara iftira ve tarihî şahsiyetlere hakarettir. İsmet İnönü ve arkadaşları, hem savaş meydanında hem de masa başında bağımsızlık mücadelesi vermişlerdir.
Kaynak: İsmet İnönü’nün Hatıraları; Atatürk’ün Nutuk’taki Lozan bölümü.
Lozan’ı “kumpas” değil, tapu senedi olarak tanıyın
Lozan Antlaşması, Türk milletinin kanla kazandığı bağımsızlığın uluslararası hukukta tarihe kazındığı belgedir.
Lozan olmasaydı:
- Türkiye, kapitülasyonlara mahkûm olurdu
- Egemenliği tanınmazdı
- Musul sorunu silahlı çatışmayla büyürdü
- Boğazlar uluslararası denetimde kalırdı
Lozan, eksikleriyle ama onuruyla imzalanmış bir antlaşmadır.
“Zaferi inkâr eden değil, belgeleyen antlaşmadır Lozan.” “Cumhuriyet’in diplomatik doğum belgesidir.”
Tarihçilerin ortak kanaati:
- Prof. Dr. Sina Akşin:
“Lozan, Sevr’i geçersiz kılan ve Türkiye’yi dünya sistemi içinde eşit bir ülke olarak tanıtan en önemli diplomatik başarıdır.”
-Prof. Dr. İlber Ortaylı:
“Lozan bir zaferdir. Kimse onu aşağılayamaz. Osmanlı bile böyle bir antlaşma imzalayamadı.”