Barış ve Ceza Arasında Hukuk: Türkiye’nin Adalet Arayışı
Prof.Dr.Ersan Şen’in infaz odaklı reform önerisi ile Prof.Dr. Tolga Şirin’in hukuki meşruiyet vurgusunu buluşturan bütüncül bir adalet değerlendirmesi.

Prof.Dr.Ersan Şen: Ceza Adaletinde Toplumsal Mutabakat Arayışı
Türkiye’nin ceza adalet sistemi, son yıllarda hem infaz rejimi hem de suç mağdurlarının hakları açısından çok yönlü tartışmalarla karşı karşıya. Bu tartışmaların merkezinde yer alan isimlerden biri de Prof. Dr. Ersan Şen. Şen’in önerdiği model, klasik ceza infaz anlayışını sorgularken toplumsal faydayı ve mağdurun memnuniyetini merkeze almayı hedefliyor.
Ersan Şen’e göre, bazı suçlarda hapis cezasının infazı yerine daha yapıcı ve toplumsal dengeyi gözeten çözümler üretilebilir. Örneğin, mağdurun maddi zararının giderilmesi veya zarar olmadığını beyan etmesi halinde, kamu davasının açılması veya cezanın infazı beş yıl ertelenebilir. Bu erteleme süresince sanığın yeniden suç işlememesi koşulu, sistemin istismar edilmesini önleyici bir mekanizma olarak öne çıkıyor.
Özellikle “suçun türüne göre” hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Şen, ceza sürelerine göre yapılan ayrımların adaletsizlik doğurduğunu savunuyor. Bu öneriyle, ceza adaletinde eşitlik ilkesine daha uygun bir yapı kurulması hedefleniyor. Aynı zamanda bu modelin, cezanın sadece cezalandırıcı değil, toplumu onarıcı ve uzlaştırıcı bir işlev görmesi gerektiği fikrine dayandığı görülüyor.
Ersan Şen’in yaklaşımı, klasik cezalandırma paradigmasına alternatif olarak, mağdur, fail ve toplum arasında adaletin yeniden kurulmasını önceleyen bir öneri sunuyor. Ancak bu modelin başarılı olabilmesi için yasal altyapının çok dikkatli kurgulanması ve her aşamada kamu denetiminin sağlanması gerekiyor.
TBMM; bazı suçların hapis cezalarının infazını dışarıda çektirmek istiyorsa şu şekilde bir düzenleme üzerinde çalışılabilir. Böylece; şüpheli, sanık, hükümlü, toplum ve mağdur da memnun olur.
— Ersan Şen (@ProfDrErsanSen) May 31, 2025
Mağdurun maddi zararının giderilmesi veya bir zararının olmadığını bildirmesi kaydıyla;…
⸻
Prof.Dr.Tolga Şirin: Barış Sürecinde Hukuki Meşruiyetin Sınavı
Türkiye’de “terörsüz bir gelecek” söylemi etrafında şekillenen yeni süreçler, barış ve kamu düzeni gibi hedefleri işaret etse de, bu sürecin hukuki zemini henüz yeterince şeffaf değil. Prof. Dr. Tolga Şirin, bu noktada önemli bir uyarıda bulunuyor: Eğer bu tür süreçler evrensel hukukun ilke ve standartlarından koparsa, kısa vadede barış sağlanabilir ama uzun vadede cezasızlık ve adaletsizlik kalıcılaşır.
Şirin’e göre, özellikle faili meçhul, kuşkulu veya siyasi nitelikli eylemlerin üzerine örtülmesi riski taşıyan adımlar, kamu düzenini sağlama iddiasına rağmen mağdur haklarını hiçe sayan bir yapıya dönüşebilir. Oysa gerçek bir barış, yalnızca silahların susmasıyla değil, hukuki hesap verilebilirlik ile mümkündür.
Bu noktada Şirin, iki temel belgeye dikkat çekiyor:
– 2007 tarihli Çatışma Sonrası Adalet için Şikago İlkeleri
– 2013 tarihli Af ve Hesap Verilebilirliğe Dair Belfast İlkeleri
Bu belgeler, barış süreçlerinde affın nasıl uygulanabileceğine, adaletle bağının nasıl korunacağına ve mağdurların haklarının nasıl garanti altına alınacağına dair evrensel standartlar içeriyor. Şirin’e göre, bu ilkeler Türkçeye çevrilmeli ve Türkiye kamuoyuna sunulmalı. Aksi takdirde, süreçler meşru ve demokratik görünse de, içerik olarak hukuksuzluğun kurumsallaştığı bir düzene dönüşebilir.
Ayrıca Şirin, BM bünyesindeki Arabuluculuk Destek Birimi’nin sunduğu barış anlaşmaları veritabanının, Türkiye’nin deneyiminden bağımsız olarak uluslararası örneklerle karşılaştırma yapma imkânı sunduğunu hatırlatıyor.
Tolga Şirin’in yaklaşımı, “barış” kavramının yalnızca politik değil, aynı zamanda hukuki bir inşa süreci olduğunu savunuyor. Gerçek barışın koşulu, cezasızlığa değil, adalete ve şeffaflığa dayalı bir yeniden yapılandırmadır.
“Terörsüz Türkiye” adıyla başlatılan sürecin, barış ve kamu düzenini tesis etmekten çok, suç mağdurlarını yok sayarak cezasızlık sorununu derinleştirme ve aktörleri kim olursa olsun kuşkulu birçok eylemin üzerini örtme riski taşıdığını düşünüyorum.
— Tolga Şirin (@tolgashirin) May 31, 2025
Eğer böyle bir yola…