'Topyekün İsmimizi Bulgarlaştırdılar''

Berlin-

Salih İbrahim Osman ,Todor Hristov Jivkov ( 7 Eylül 1911 - 5 Ağustos 1998) Bulgaristan'da Türklere yapılan zülmü bugün yaşayan şahit olarak medya.berlin'e anlattı. ''Topyekün ismimizi Bulgarlaştırdılar'' Todor Hristov Jivkov kimdi. Bulgaristan'ın batısındaki Pravets kasabasında, yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Jivkov, gençlik yıllarını Sofya'da geçirdi. Genç yaşta Bulgaristan Komünist Partisi üyesi oldu. II. Dünya Savaşı sırasında Devrimci Halk Kurtuluş Ordusu olarak bilinen direniş hareketinin örgütlenmesinde görev aldı.

Eylül 1944 sonra, Sofya polis gücünün başkanı oldu. 1945 yılında bir aday üyesi ve 1948 yılında tam üye olarak BCP Merkez Komitesi'ne seçildi. Savaştan sonra yönetim kademelerinde yükselerek, başta binlerce siyasi muhalifi tutuklayan Halk Milisleri'nin komutanlığı olmak üzere birçok önemli görevde bulundu. 1951'de Politbüro üyesi oldu. Mart 1954'te, Vulko Çervenkov'un yerine Merkez Komitesi birinci sekreterliğine getirilerek sosyalist ülkeler arasında en genç parti lideri oldu. 1962-1971 yılları arasında başbakan olarak olarak görev yapan Jivkov 1972'de Bulgaristan'ın yeni anayasasıyla oluşturulan Devlet Konseyi başkanlığına seçildi.

1965'te sosyalist bir ülkede ilk kez görülen muhalif parti üyeleriyle subayların önderliğindeki bir darbe girişimini önlemeyi başardı. Jivkov iç ve dış politikada Sovyet çizgisine sıkı sıkıya bağlı kaldı. Onun yönetiminde Bulgaristan'da sanayileşme aksamadan ilerledi ve halkın yaşam düzeyi büyük ölçüde yükseldi. Buna karşılık Jivkov yönetimi ülkedeki Türk azınlığa karşı zorla asimilasyon politikası uygulayarak 1989 baharında Türkiye'ye doğru büyük bir göç akınının başlamasına neden oldu. 1985’te Bulgarlaştırma politikasına girişmiştir. Türklerden isimlerini değiştirmeleri, Türkçe konuşmamaları ve ibadet etmekten vazgeçmelerini istemiştir.

1989 sonbaharında Doğu Avrupa'yı saran demokratikleşme dalgası sonucunda Jivkov Kasım 1989'da bütün görevlerinden çekilmek zorunda kaldı. Ocak 1990'da tutuklandı. İki yıl sonra Hükümet fonlarını zimmete geçirmek suçundan 7 yıl hapis cezasına mahkûm oldu. Ancak bozulan sağlık durumu nedeniyle hapis cezası ev hapsine çevrildi. 1996'da Bulgar Yüksek Mahkemesi tarafından beraat etti. 1998'de zatürreden öldü. Ölümünden sonra bütün suçlamalardan aklanmıştır.