Berlin’den Ankara’ya Skandal Akreditasyon
Berlin’den Ankara’ya Skandal Akreditasyon: Kamu Görevlisi Tarafsız Kalabildi mi?
9 Nisan 2025’te Ankara’da düzenlenen Türk-Alman Medya Forumu sonrası, Almanya’dan davet edilen medya temsilcileri üzerine başlayan tartışmalar, etkinliğin etik ve temsil kriterlerini gündeme taşıdı. Medya.Berlin yazarı Hasan Mücahid Sefer'in kaleme aldığı analizde, katılımcı seçiminde şeffaflık eksikliği ve belirli isimlere yönelik ayrıcalıklı davranışlar vurgulandı. Bu yazının ardından Hayrettin Özcan’ın yönettiği Ahaber.de sitesinde yayımlanan ve doğrudan medya.berlin genel yayın yönetmeni Mustafa Ekşi’yi hedef alan itham dolu metin, eleştirilerin yönünü Berlin Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği Basın Müşaviri Hasan Kocabıyık’a çevirdi.
Olayın Arka Planı
Medya.Berlin’de yayımlanan yazıda, Ankara’daki medya forumuna Almanya’dan kimlerin, hangi kriterlerle seçildiği soruluyor; bazı katılımcıların geçmişte etik dışı haberlerle gündeme geldiği, hatta bazı isimlerin medya sektöründe güvenilirlik sorunu yaşadığı belirtiliyordu. Yazıdaki en çarpıcı noktalardan biri, Berlin Basın Müşaviri Hasan Kocabıyık’ın sürece dair rolünün sorgulanması ve özellikle Hayrettin Özcan gibi aktörlerin müşavirlik tarafından akredite edilerek Ankara’ya davet edilmesinin kamuoyunda soru işaretlerine neden olmasıydı. (Kaynak)
Bunun üzerine Hayrettin Özcan, kendi haber sitesinde Medya.Berlin’in genel yayın yönetmeni Mustafa Ekşi’yi “yalan, iftira, tetikçilik” gibi sert ifadelerle hedef alan bir yazı yayımladı. (Ahaber.de bağlantısı)
Yazının dikkat çeken yönü, Berlin Basın Müşaviri Hasan Kocabıyık’ın isminin açıkça yer alması ve müvekkil gibi savunulmasıydı. Bu durum, Kocabıyık’ın resmi görev tanımı ve tarafsız kamu görevlisi kimliğiyle çelişen bir pozisyon olarak değerlendirildi.
Hasan Kocabıyık’a Yönelik Sorular
Bu gelişmeler ışığında, Berlin’deki medya temsilcileri ve kamuoyu nezdinde, aşağıdaki soruların resmî ve açık biçimde cevaplandırılması gerekmektedir:
1. Basın müşavirliğinin görev tanımıyla çelişen kişisel referans iddiası
- Sayın Kocabıyık, Hayrettin Özcan’ın Alman kamuoyunda güvenilirliği sorgulanan bir medya platformunun yöneticisi olduğu bilindiği halde, neden bu ismin Ankara’daki foruma akredite edilmesinde rol almıştır?
- Bu tercih şahsi bir inisiyatif midir, yoksa kurumsal ve objektif kriterlere dayalı bir karar mıdır?
2. İtibar sorunu olan medya aktörlerinin kamu etkinliklerine taşınması
- Forum katılımcıları belirlenirken, geçmişte gazetecilik etiği ihlalleriyle gündeme gelen isimlerin davet edilmesinin gerekçesi nedir?
- Bu kişilerin seçiminde Hasan Kocabıyık’ın referansı etkili olmuş mudur?
3. Kamu görevlisinin dolaylı biçimde savunulması
- Hayrettin Özcan tarafından kaleme alınan ve kamuoyunda Hasan Kocabıyık’ı savunur şekilde kurgulanan yazı ile ilgili Sayın Kocabıyık’ın herhangi bir bilgisi, yönlendirmesi ya da haberdarlığı olmuş mudur?
- Yazının üslubu ve içerdiği saldırgan dil hakkında, kamu görevlisi kimliğiyle mesafe konulacak bir açıklama yapılacak mıdır?
4. Forum sürecindeki şeffaflık eksikliği
- Forum için Almanya’dan kimlerin davet edileceğine dair sürece Basın Müşavirliği ne ölçüde dâhil olmuştur?
- Katılımcı listesi oluşturulurken herhangi bir basın meslek kuruluşu, diaspora medya temsilcisi ya da Alman gazeteci meslek örgütleriyle istişare yapılmış mıdır?
5. Kendi kamuoyu ile çatışma halinde bir müşavirlik yapısı
- Hasan Kocabıyık, görev yaptığı ülkede yıllardır gazetecilik yapan, tanınan ve yasal olarak akredite olmuş gazetecilere karşı, hangi sebeplerle dışlayıcı ya da göz ardı edici bir tavır sergilemektedir?
- Medya.Berlin gibi bağımsız ve kurumsal yayın organlarına karşı resmi dışlama tavrı mı yürürlüktedir?
Şeffaflık, Tarafsızlık ve Kamu Görevi
Almanya’daki Türk gazeteciler uzun yıllardır, çeşitli baskılar ve dışlayıcı uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını beyan etmektedir. Bu bağlamda, Hasan Kocabıyık’ın yalnızca bu forum bağlamında değil, genel anlamda kamu göreviyle bağdaşmayan ilişkiler içinde olduğuna dair iddialar ciddiyetle ele alınmalıdır.
Sayın Kocabıyık’ın resmî pozisyonu gereği yukarıdaki sorulara açıklık getirmesi, hem Ankara’daki Medya Forumu’nun meşruiyetine katkı sunacak hem de Almanya’daki medya çevrelerinde yıllardır biriken güvensizlik ortamının giderilmesine vesile olacaktır.