Yurtdışındaki Türklerin Oy Hakkı Üzerine: Vatandaşlık Mesafeyle Ölçülmez
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının sandığa gidişi yalnızca bir oy hakkı değil, Türkiye’ye olan aidiyetin güçlü bir ifadesi. “Yurtdışındakiler oy kullanmasın” tartışmaları sürerken, anayasal hakların coğrafyayla değil vatandaşlık bağıyla belirlendiği gerçeği bir kez daha gündemde.

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy hakkı, Türkiye’de 1990’lı yıllardan itibaren tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmalar genellikle şu argümana dayandırılır: “Yurtdışında yaşayanlar ülke gerçeklerinden kopuk, dolayısıyla oy kullanmamaları gerekir.”
Oysa modern demokrasilerde vatandaşlık, yalnızca toprak bağıyla değil, kimlik ve aidiyet temeliyle tanımlanır. Dolayısıyla, diaspora seçmenlerinin oy hakkını tartışmak, doğrudan demokrasinin sınırlarını tartışmak anlamına gelir.
Hukuki Çerçeve: Anayasal Bir Hak Olarak Seçme Hakkı
1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 67. maddesi, “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.” hükmünü içerir.
Bu madde, vatandaşlık bağını tek belirleyici unsur olarak tanımlar; ikamet veya gelir durumu bu hakkı etkilemez.
Yurtdışında yaşayan vatandaşların oy hakkı, 1995 yılında yapılan 4121 sayılı Anayasa değişikliği ile güvence altına alınmış, 2012 yılında Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karar ile yurtdışı temsilciliklerinde fiilen uygulanmaya başlamıştır.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte diaspora ilk kez bulundukları ülkelerde sandık başına gitmiştir.
Bu yönüyle Türkiye, diasporasına oy hakkı tanıyan ülkeler arasında yer alarak anayasal eşitlik ilkesini güçlendirmiştir.
İlgili Arşiv Haber
İkinci Tura Günler Kala Berlin Sandığa Gitti
Ekonomik Boyut: Diaspora Türkiye’nin Ekonomik Dokusu İçinde
“Yurtdışında yaşayanlar Türkiye’de vergi ödemiyor” iddiası, hem istatistiksel hem de hukuki olarak yanlıştır.
Yurtdışında yaşayan milyonlarca Türk vatandaşı, Türkiye’de emlak vergisi, gelir vergisi, motorlu taşıtlar vergisi ve yatırım kazanç vergisi gibi kalemlerde vergi ödemektedir.
Ayrıca bu topluluk, Türkiye’nin ödemeler dengesi açısından da stratejik bir aktördür.
Merkez Bankası verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla yurtdışında yaşayan Türklerin Türkiye’ye gönderdiği döviz miktarı 10 milyar Euro’yu aşmıştır.
Bu rakam, birçok sektör için doğrudan sermaye girişi anlamına gelmektedir.
Dolayısıyla, bu kesimi “bedel ödemeyen” bir grup olarak tanımlamak, hem ekonomik gerçeklerle hem de devletin kendi mali verileriyle çelişmektedir.
Sosyolojik Boyut: Diaspora Kimliği ve Aidiyetin Siyasi İfadesi
Sosyolojik açıdan diaspora, ulusun sınır ötesine taşan uzantısıdır.
Yurtdışında yaşayan Türkler, bulundukları ülkelerde kurdukları dernekler, camiler, medya kuruluşları ve sivil toplum ağlarıyla Türkiye’nin kültürel diplomasisinin gönüllü temsilcileri haline gelmiştir.
Bu topluluk, Türkiye ile aidiyet ilişkisini yalnızca kültürel değil, siyasal düzlemde de sürdürmektedir.
Seçimlere katılım, bu aidiyetin en görünür sembolüdür.
Sandığa giden her seçmen, yalnızca bir oy kullanmaz; aynı zamanda “Ben hâlâ bu milletin bir parçasıyım.” mesajı verir.
Karşılaştırmalı Perspektif: Uluslararası Uygulamalar
Günümüzde 120’den fazla ülke, yurtdışında yaşayan vatandaşlarına oy hakkı tanımaktadır.
Fransa, 1946’dan bu yana diaspora vatandaşlarına hem oy hakkı hem de parlamentoda “Assemblée des Français de l’Étranger” adlı özel bir temsil mekanizması sunmaktadır.
İtalya, 2001 Anayasa reformuyla yurtdışında yaşayan vatandaşlar için ayrı seçim çevreleri oluşturmuştur.
Portekiz ve Hırvatistan da benzer uygulamalara sahiptir; bu ülkelerde diaspora temsilcileri doğrudan parlamentoya girebilmektedir.
Türkiye’nin sistemi, bu ülkelerin modeline göre daha sınırlı olmakla birlikte, temsil hakkının tanınması bakımından evrensel demokratik normlarla uyumludur.
Tartışma: “Ülke Gerçeklerinden Kopukluk” Argümanının Sorunları
Yurtdışı seçmenlerine yönelik en yaygın eleştiri, “ülke gerçeklerinden uzak oldukları” iddiasıdır.
Ancak bu argüman, iki temel hataya dayanır:
- Bilgiye erişim çağında coğrafi uzaklık anlamını yitirmiştir.
Yurtdışında yaşayan seçmenler, Türkiye medyasına, sosyal ağlara ve siyasi tartışmalara anlık olarak erişebilmektedir.
Dahası, birçok seçmen Türkiye’deki siyasi gündemi, yerel seçmenden daha yakından takip etmektedir. - Yurtdışında yaşamak, sorumluluklardan muafiyet değil, çeşitlilik anlamına gelir.
Bu seçmenler, Avrupa’da demokrasi, insan hakları, çevre politikaları gibi konularda farklı perspektifler edinerek Türkiye’ye bilgi ve deneyim aktarımı sağlar.
Dolayısıyla, onların siyasal katılımı bir “risk” değil, ülkenin demokratik zenginliğidir.
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy hakkı, modern vatandaşlık anlayışının ayrılmaz bir parçasıdır.
Bu hak, yalnızca hukuki bir düzenleme değil, Türkiye’nin demokratik bütünlüğünün sınavıdır.
Oy hakkını mesafe üzerinden tartışmak, vatandaşlık kavramını daraltmak anlamına gelir.
Oysa çağdaş demokrasiler, vatandaşlık bağını coğrafyayla değil, aidiyet ve kimlikle tanımlar.
Yurtdışında yaşayan Türkler, hem ekonomik hem kültürel hem de siyasal anlamda Türkiye’nin uzantısıdır.
Sandık, bu uzantının en somut ifadesidir.
Bu nedenle, “Yurtdışındakiler oy kullanmasın” demek, yalnızca bir topluluğu değil, demokrasinin kendisini dışlamaktır.
İlgili Arşiv Haber
"Almanyalı Türkler Almanya'da Oy Vermesin" Konusunu Seçmene Sorduk.
Kaynakça
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982).
- 4121 Sayılı Anayasa Değişikliği Kanunu (1995).
- Yüksek Seçim Kurulu Kararı, Yurtdışı Oy Kullanma Usul ve Esasları (2012).
- T.C. Merkez Bankası, Ödemeler Dengesi İstatistikleri (2024).
- International IDEA (2023). Voting from Abroad Database.
- Bauböck, R. (2006). Migration and Citizenship: Legal Status, Rights and Political Participation. Amsterdam University Press.
- Collyer, M. (2014). Outside the Net: Diaspora Voting and the Extraterritorial Dimensions of Democracy. Political Geography, 38, 56–64.
- Martiniello, M. (2000). Political Participation, Mobilisation and Representation of Immigrants and Their Offspring in Europe. International Migration Review, 34(3), 1055–1078.