BM Genel Sekreteri Guterres Refah sınır kapısını ziyaret etti, yardım akışının başlaması çağrısı yaptı

Bugün Gazze Şeridi ve Mısır arasındaki Refah sınır kapısını ziyaret eden BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, insani yardım kamyonlarının Gazze'deki insani krizi hafifletmek için Mısır'dan en hızlı şekilde geçiş yapması gerektiğini vurguladı.

Refah sınır kapısı, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği baskın ve sonrasında İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanının başlamasından bu yana dikkatleri üzerine çeken bir nokta.

Gazze'deki yakıt, gıda, su ve ilaç stoklarının azalmasına rağmen Mısır kontrolündeki Refah sınır kapısı, farklı tarafların Gazze'ye yardım akışına ilişkin koşulların belirlenmesinde yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle kapalı kalmaya devam ediyor.

BM Genel Sekreteri Guterres bugün Mısır'a giderek yardım malzemesi yüklü kamyonların hareket etmeye başlaması çağrısı yaptı.

Sınırın Mısır tarafında konuşan Guterres, “Bunlar sadece kamyon değil cankurtaran halatı, Gazze'de çok sayıda insan için yaşamla ölüm arasındaki fark” dedi.

Guterres, “Bu kamyonların burada beklediğini görünce şunu açıkça ifade etmek istiyorum, bu kamyonları harekete geçirmemiz, mümkün olan en hızlı şekilde ve en fazla sayıda kamyonu duvarın diğer tarafına aktarmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yardım nakliyatının tasdik sisteminin de hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Guterres, “Bu koşulları netleştirmek ve bu kamyonları olmaları gerektiği yere en kısa zamanda ulaştırmak için tüm taraflarla; Mısır, İsrail ve Amerika'yla aktif olarak iletişimdeyiz” dedi.

Guterres'in sınırda konuştuğu sırada etrafında Mısırlı protestocuların Filistin yanlısı sloganlar attığı gözlendi.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Dairesi'nin (OCHA) Cenevre'deki ofisinden yapılan açıklamada, Gazze'ye yardım operasyonunun yakında başlamasını sağlamak için İsrail- Hamas savaşının tüm taraflarıyla ileri seviye görüşmeler yapıldığı kaydedildi.

Amerika'nın daha önce yaptığı açıklamada Refah sınır kapısından Gazze'ye yardım nakliyatı yapılmasıyla ilgili anlaşmanın ayrıntılarının halen belirlenmeye çalışıldığı ve ilk 20 kamyonun Gazze'ye geçişi için anlaşmaya varıldığı belirtilmişti.

İsrail-Hamas çatışmasından önce Gazze'ye günde 450 yardım kamyonu giriş yapıyordu. Bu nedenle sözkonusu 20 kamyon, Gazze'de ihtiyaç duyulan yardım miktarının sadece çok küçük bir kısmını oluşturuyor.

Gazze Şeridi, Hamas'ın kontrolü ele geçirdiği 2007 yılından bu yana İsrail ve Mısır ablukası altında. Bölgede yaşayan 2 milyon 300 bin kişinin çoğu, yapılan insani yardımlarla yaşamlarını sürdürüyor.

OCHA'nın Cenevre ofisi sözcüsü Jens Laerke, Gazze'nin acil su, gıda, yakıt ve tıbbi malzeme yardımına ihtiyacı olduğunu söyledi.

Laerke, “Gazze'ye yardım operasyonunun mümkün olan en kısa sürede doğru koşullar altında başlaması için tüm ilgili taraflarla derin ve ileri müzakereler yürütüyoruz” dedi.

Refah, İsrail'e sınırı olmayan, ürün ve insan geçişi için Gazze'den giriş-çıkış sağlayan tek sınır kapısı.

Gazze'ye insani yardım ulaştırma çabaları, yardımların denetlenmesine ilişkin mekanizma üzerinde anlaşılması gerekliliği ve Amerika'nın Gazze'deki yabancı ülke vatandaşlarını tahliye baskısı nedeniyle karmaşık bir hal aldı.

Gazze'ye ulaşan ancak son iki haftadır devam eden bombardıman sonucu hasar gören yolların onarımı sürüyor.

Bir BM yetkilisi, 200'den fazla kamyonun Sina'dan Gazze'ye hareket etmeye hazır olduğunu söyledi.

Daha önceki çatışmalarda Gazze'ye yardımlar, insani ateşkesler sırasında İsrail'in kontrolü altında olan Kerem Şalom kapısından aktarılıyordu.

Ancak İsrail, Hamas'ın 7 Ekim baskınında rehin aldığı kişileri serbest bırakmadığı sürece Kerem Şalom kapısını yardım geçişine açmayacağını kaydetti.

İsrail ayrıca yardım malzemelerinin Hamas'ın eline geçmediği sürece Mısır'dan giriş yapabileceğini de bildirdi.

Mısır ise Gazzeliler'in Sina Yarımadası'na toplu geçiş yapmasına izin vermeyeceğini açıklamıştı. Arap ülkeleri, Filistinliler'in tıpkı İsrail'in kuruluş sürecinde olduğu gibi bir kez daha kalıcı olarak Gazze'den kaçmasından ya da bulundukları yerleri terketmeye zorlanmalarından korkuyor.

Mısır hükümeti ayrıca on yıl önce İslamcı ayaklanmanın yaşandığı Sina Yarımadası'nın kuzeydoğusunda güvenlikle ilgili kaygılar da taşıyor ve Hamas kontrolündeki Gazze'deki şiddetin yayılmasından korkuyor.