Almanya: Basın ve İfade Özgürlüğünün Beşiği

Almanya'da basın özgürlüğü bağlamında Z23 TV 'nın yaşamış olduğu süreci ve Alman Parlamentosunda verilen soru önergesi ve bir medya kuruluşunun kapanması .

Almanya: Basın ve İfade Özgürlüğünün Beşiği

Almanya-

Basın ve ifade özgürlüğü, demokratik toplumların en temel değerlerinden biridir. Ancak, birçok ülkede hükümetlerin, çıkarlarına aykırı olan yayınları yasakladığı veya baskı uyguladığı görülmektedir.

Bazı demokratik devletler, ulusal güvenlik veya halkın güvenliği gibi bahanelerle basın özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne sınırlamalar getirebilirler. Bu durumda, basın kuruluşları, hükümetin politikalarını veya kararlarını eleştirdikleri için hedef alınabilirler. Bu sınırlamalar, ifade özgürlüğünü kısıtlar ve basın özgürlüğünü zedeleyerek, halkın doğru ve tarafsız bilgiye erişimini engeller.
Bununla birlikte, basın kuruluşları, hükümetlerin yanı sıra ticari çıkarlar tarafından da hedef alınabilirler. Büyük şirketler, reklam verenler ve hatta hükümetleri ve başka ülkeleri kontrol edebilmek, baskı unsuru olmak maksadıyla, basın kuruluşlarını satın alarak, haberlerin ve yorumların içeriğini kontrol etmek veya istedikleri şekilde yönlendirmek için kullanabilirler.


(Arşiv-z23Tv)

En demokratik devletlerin bile, zaman zaman, çıkarlarına aykırı yayınlar yapan basın kuruluşlarına yasaklar getirerek ifade özgürlüğünü rafa kaldırdığı artık sır değil. Bu durum, demokratik toplumlar açısından endişe vericidir ve demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesini de engeller. Son yıllarda görülmektedir ki artık yasaklanmak için aykırı yayın yapılmasına dahi gerek yok. Hükümetlerin politikalarına uymayan bir yayın yapılması dahi rahatsızlık verebiliyor ve çeşitli baskılar kurularak engellenmeye çalışılıyor. 

Almanya’nı Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 2016 yılının başında birkaç Türk tarafından Z23 TV diye internet üzerinden Almanca yayın yapan bir televizyon kanalı kurulur. Kanalın genel müdürlüğünü Faruk Soğukoğlu üstlenir. Asıl ipler tam da bu noktada kopar. Faruk Soğukoğlu, Refik Soğukoğlu’nun kuzenidir. Durum böyle olunca Z23 TV birden bir odak noktası haline gelir. Eee nasıl gelmesin Refik Soğukoğlu Türkiye Cumhuriyeti devletinin Almanya Basın Müşaviri, Erdoğan’ın adamı diye biliniyor ve 7/24 Almanca yayın yapan bir televizyon kanalının genel müdürüyle aynı soyadını taşıyor. 

Kafalarda deli sorular. Faruk Soğukoğlu televizyoncu ve gazeteci olamadığına göre bu kanalı kesin Refik Soğukoğlu kurdurmuş olmalı. Hatta kanalda Bilgili Üretmen, Cüneyt Aksoy, Esma Akkuş gibi milli hassasiyetleri en üst seviyede ve Erdoğan sevdalısı kişiler program yapıyorsa kanalın amacı kesinlikle Almanya’da Erdoğan propagandası yapmak olmalı. Yani kesin öyledir! Galiba! 

Z23 TV’nin tam da Türkiye-Almanya ilişkilerinin dibe vurduğu en sert sözlü atışmaların yapıldığı bir dönemde kurulmuş olması bir sürü komplo teorisi üretilmesine sebep oldu. En başta da Alman siyasetindeki Erdoğan karşıtlarında. Ardından enteresan olaylar cereyan etmeye başladı. Enteresan çünkü bu olayların Almanya gibi demokrasisi, Basın ve ifade özgürlüğü, insan kalkları ile öne çıkan bir devlette oluyor olması inanmakta zorluk çektiriyor insana. 

Z23 TV’yi itibarsızlaştırma ve algı oluşturma görevini Alman devlet kanalı BR ve CORRECTİV üstlendi. Gerek kanalın genel müdürü gerek Basın Müşaviri Refik Soğukoğlu BR redaktörleri tarafından aranarak sorguya çekilmek istenir fakat Refik Soğukoğlu buna fırsat vermeyince Türkiye’den firar eden Can Dündarı da himaye eden ve para karşılığında dezenformasyon yayan, olumsuz algı oluşturma ve yayma maharetiyle öne çıkan kuruluş olan CORRECTIV (Basın ve araştırma kuruluşu) devreye sokulur. CORRECTIV çalışanları Z23 TV merkezine adeta baskın yaparak Z23 TV çalışanlarını sorguya çekmeye çalışırlar. Aynı zamanda tüm bu süreç kayıt altına alınarak BR tarafından dosya haber yapılarak yayınlanır. Yayımlanan dosya haberde fırsat bu fırsat deyip bir taşta iki kuş misali Z23 TV’yi itibarsızlaştırmanın yanı sıra Erdoğan’ın Almanya’daki adamı diye bildikleri Refik Soğukoğlu’nu elebaşı gibi gösteren bir örgüt Şeması yayınlanarak Refik Soğukoğlu’nun Persona Non Grata yani istenmeyen adam ilan ettirerek Almanya’dan gönderilmesi hedeflendi. 

Z23 TV’ye yönelik baskının basın ayağı bu şeklinde devam ederken aynı zamanda bazı Türkiye ve Erdoğan karşıtlığı ile bilinen milletvekilleri üzerinden siyasi baskı mekanizması da devreye sokuldu. Almanya Federal Meclise Z23 TV ile ilgili bir soru önergesi verir ve kapatılmasını talep ederler. Sol Parti Milletvekilleri Sevim Dağdelen, Dr. Andromeda Hahn, Heike Hänsel ile bazı Sol Parti Milletvekilinin Federal Meclise sunduğu gerekçeli önergede kanalın Basın Müşaviri Refik Soğukoğlu tarafından Erdoğan propagandası yaptırılmak üzere kurdurulduğu iddia edildi. Bu durum bir kez daha Almanya’da dahi farkı düşünce ve seslere tahammülün olmadığını ortaya koymuştur. 

Z23 TV, Almanya'da faaliyet gösteren birçok farklı televizyon kanalı gibi, farklı görüşlere ve düşüncelere sahip insanların sesini duyur. Ancak, Federal Meclis'e sunulan soru önergesi, kanalın "Erdoğan propagandası" yaptığı ve Türkiye yanlısı bir görüşü desteklediği iddiasıyla yasaklanmasını talep edildi. Bu iddia, kanalın neye göre propaganda amaçlı kurulmuş olduğunu belirtmiyor ve bunun sonucunda hangi yayınların Erdoğan yanlısı olduğuna karar verme konusunda belirsizlik yaratıyor.

Gerek BR ve CORRECTİV üzerinden oluşturulmaya çalışılan dezenformasyon ve basın baskısı gerekse de siyaset üzerinden Erdoğan karşıtı siyasiler tarafından Z23 TV üzerinde oluşturulmaya çalışılan baskılar başarısız olmasının ardından ne hikmetle birden bire Z23 TV’ye reklam veren şirketler birer birer reklam sözleşmelerinden geri çekilerek kanalı maddi çıkmaza sokmuşlardır. Tabii tüm bu hadiseler vukuu bulurken maalesef millilik yarışında en milliliği kimselere bırakmayan bazı Türk iş insanlarımız da bu kervana katılarak korkularından reklamlarını geri çekerek 60 yıllık Almanya’ya göç tarihimizde ilk kez gerçekleştirilen Almanca Yayın yapan bir Türk televizyon kanalının tükenişini izlemekle yetindiler. Tarih elbette bunları da unutmayacaktır. Her ne kadar amacı ticari bir kazanç elde etmek olmasa da  herhangi bir gelir olmadan bir işletmenin hele ki televizyon kanalının ayakta kalması imkansız. Nihayetinde hiçbir yerden reklam alamayan Z23 TV kendi imkanlarıyla iki buçuk yıl ayakta kalabildi ve 2018 yılı sonunda yayını durdurmak zorunda kalındı. 

Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, demokratik toplumların temel ilkeleridir. Bu özgürlükler, farklı düşüncelere sahip insanların görüşlerini özgürce ifade etmelerini sağlar. Ancak, Z23 TV kanalının yasaklanması girişimi ve üzerine kurulan baskılar bu özgürlüklerin korunması açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bir demokratik ülkede, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğüne saygı duymak, insanların farklı düşüncelere sahip olabileceği gerçeğini kabul etmek anlamına gelir. Ancak, Z23 TV kanalının yasaklanması girişimi, uygulanan ana akın medya ve siyaset baskısı  bu temel ilkelere aykırıdır ve farklı düşüncelerin ifade edilmesine yönelik bir engel oluşturuyor.

2022 yılında Russia Today'in (RT) Almanya'daki yayınlarının yasaklanması da aynı şekilde basın ve ifade özgürlüğünün temel ilkelerine aykırı bir adımdır.

Bu yasağın nedenleri arasında, RT'nin Rus hükümeti tarafından finanse edilmesi ve propaganda yayınları yapması yer almaktadır. Ancak, yine de bu gerekçelerin, RT'nin Almanya'daki yayınlarının yasaklanmasını haklı çıkarmaya yetmediğini düşünüyorum. Çünkü Almanya'da faaliyet gösteren diğer medya kuruluşları da belirli siyasi eğilimlere sahip olabilir ve bu kuruluşların yayınları da belirli bir propaganda amacı taşıyabilir. Ancak bu, basın özgürlüğünün kısıtlanması için bir gerekçe değildir.

Almanya gibi demokratik bir ülkede, zZ23 TV’nin yasaklanmak istenmesi, RT'nin yasaklanması, basın özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdittir. Bu yasak, Alman hükümetinin medya özgürlüğünü kısıtlaması ve halkın farklı düşüncelere erişimini engellemesi anlamına gelir. Buna ek olarak, bu yasak, Almanya'nın uluslararası arenada basın özgürlüğünün korunması için yaptığı çalışmaları da gölgelemektedir. Ne gariptir ki Başta Türkiye olmak üzere dünyanın herhangi bir yerinde basın ve ifade özgürlüğü konularında bir olumsuzluk vukuu bulsa ilk tepki sesinin geldiği Almanya kendi ulusal çıkarları söz konusu olduğunda veya ikili ilişkilerde sorun yaşadığı ülkeler söz konusu olduğunda demokrasi de, basın ve ifade özgürlüğü de rafa kaldırılabiliyor. 

Acaba gerçekten demokrasi amaç değil de araç mı!

İlgili Haberler

Basın Özgürlüğü




İlgili Haberler
Almanya'da Türk Basın Mensuplarına Skandal Gözaltı

Files